Sezon ortasında Fenerbahçe Beko’nun kadrosuna kattığı Jehyve Floyd ile EuroLeague’deki ilk sezonunu, Fenerbahçe’ye katılma sürecini ve kitabı Godfidence’ı konuştuk.
Öncelikle Panathinaikos’tan Fenerbahçe’ye transferin hakkında sorarak başlamak istiyorum. Geçtiğimiz Temmuz’da Pana’ya katıldın ve Eylül’de de takımın Yunanistan Süper Kupası’nı kazanmasına katkı sağladın, sonrasında sezon ortasında Türkiye’ye geldin. Senin açından bu süreç nasıl gelişti?
Evet EuroLeague’deki ilk sezonum olacağı için Pana’ya katılırken oldukça heyecanlıydım ama sezonun gidişatı benim ve gelişimim için uygun değildi. Ayrılmayı düşünüyordum ve Fenerbahçe’ye gelme şansı doğunca hemen atladım, çünkü neler yapabildiğimi göstermek için EuroLeague’de kalmak istiyordum.
EuroLeague’in en üst düzey basketbol bünyelerinde oynadın. Panathinaikos ve Fenerbahçe arasındaki farklar için neler söyleyebilirsin?
Evet, özellikle çaylak sezonumda aynı sezonda iki EuroLeague takımında birden oynayabilmek benim için bir lütuf oldu. Lig hakkında ve bu seviyede maç kazanıp başarılı olmak için neler yapmak gerektiği konusunda çok şey öğrendim. Dikkatimi çeken tek farklılık Fenerbahçe’nin her aşamada vurguladığı profesyonelliği oldu.
Birçok koçun ve sporcunun Fenerbahçe taraftarı ve yarattıkları atmosfer hakkında övgüyle bahsettiklerini duymuştuk. Gerek yüz yüze, gerek sosyal medyada taraflarla olan etkileşimine dayanarak senin bu konuda düşüncelerin neler?
İmzayı ilk attığımda oldukça iyi karşılandım. Real Madrid maçında ne kadar tutkulu olduklarını gösterdiler. Gençlik kariyerimin en iyi maçlarından biriydi. Heyecan dolu bir geceydi.
Profesyonel bir basketbolcu olmanın getirdiği şeylerden biri de yeni bir ortama uyum sağlamak… Yeni takımına nasıl uyum sağladın?
Sanıyorum ki bununla iyi başa çıktım. Sadece kendim olmaya çalıştım ve takımdakilerle kimyamı tutturmak için yapmam gerekeni yaptım. Takım için bir kıvılcım olmak istemiştim ve bunu başardığımı düşünüyorum.
Takım arkadaşlarınla uyumun nasıl? En sevdiğin takım arkadaşın kim?
En sevdiğim diyebileceğim biri yok hepsi kendinlerince eşsiz insanlar. Markel Starks ile ikimiz takıma yeni katılanlar arasında olduğumuz için çabuk kaynaştık.
EuroLeague, Ukrayna’daki işgal sebebiyle Rus takımlarını Turkish Airlines EuroLeague’den ve 7DAYS EuroCup’tan menettiklerini açıkladı. Rus takımlarının menedilmesiyle beraber ligdeki geçerli sıralama değişti ve bu durum sizi dezavantajlı bir duruma soktu. Bu konuda neler hissettin? Sen ve takım arkadaşların bu süreçte birbirinizi nasıl motive ettiniz?
Yalan söylemeyeyim, Rus savaşı bizi oldukça etkiledi. Tam hızımızı almışken birden üç galibiyetimiz silindi. Hali hazırda zaten sakatlıklarla boğuşurken bu motivasyonu yakalamak çok zor geldi.
Biraz da Koç Djordjevic hakkında konuşmak istiyorum. Senin de bildiğin gibi kendisinin Fenerbahçe’ye gelişi biraz son dakikada gerçekleşti ve sen de onun ilk transfer isteklerinden biriydin. Onunla iletişimin nasıl ve sana verdiği rolden memnun musun?
Bana çok yardımcı oldu. Oyuncularından beklediği şeyler konusunda çok net biri ve bu benim için yeterli…
Sevginin asla dışımızda değil, daima içimizde olduğuna inanıyorum. Öz güvenin ve kendini kabul etme sürecinin yaşamımızın her alanında olumlu değişimlerin anahtarı olduğunu düşünüyorum. Basketbolda veya genel olarak tüm spor dallarında kariyerin gidişatında iniş ve çıkışları olabiliyor. Bunu yansıtmak adına mesleki ve özel yaşamında ne gibi önlemler alıyorsun?
Olduğum kişiyi yaptığım işten ayrı tutmaya çalışıyorum sadece. Profesyonel basketbolcu olmak iyi veya kötü birçok eleştiriyi beraberinde getiriyor. O yüzden sporculuk tarafın ve kişiliğin arasındaki farkı ayırt etmek önemli… Bu öz sevgi ve öz güvene sahip olmak, basketbol tarafında işler iyi gitmediğinde kendine bir alan açabilmeni sağlıyor. Tam tersi için de geçerli…
Geçtiğimiz sene “Godfidence” adlı kitabını yayımladın. “Godfidence” tam olarak nedir? Kitabı yazarken okuyucuya yardımcı olma amaçların nelerdi?
Godfidence, perde arkasında birinin sizin adınıza çalıştığını bilmektir. Özgüven her zaman yeterli gelmeyebilir, bu nedenle içinizdeki ve dışınızdaki kuvvetli gücü anlayabilmek çok önemli…
Bir röportajında Eckhart Tolle’un “Şimdinin Gücü” adlı kitabını okuduğundan bahsetmiştin. Kitabı “Godfidence”ı yazmadan önce mi okudun? Yazma sürecinde sana ilham oldu mu?
Evet, “Şimdinin Gücü” kitabı gerek yaşamımda, gerek kitabı yazma sürecimde bana ilham veren kitaplardan biri oldu. Anksiyete ve depresyonla başa çıkarken bana yardımcı oldu ve “anda” kalmamı sağladı.
Kitabın insanların yaşamını birçok açıdan etkileyen türde… Hakkında aldığın geri bildirimler konusunda neler hissediyorsun? Okuyucuların benimseme şekli ve kitabın onlardaki yansımaları seni tatmin ediyor mu?
Aldığım geri bildirimler hayat değiştiren türdeydi ve hikayemin dünyanın her yerinden birilerine ilham verebilmesinden memnunum.
İsteyenler “Godfidence”ı nereden temin edebilirler?
Amazon‘dan temin edebilirler.
Ve tabii ki bir de sosyal medya var. Ben sosyal medyanın aynı anda hem bir lütuf hem de bir lanet olduğunu düşünüyorum. Daha çok lanetli kısmını merak ediyorum. Özellikle isminin yanında “mavi tik” olan insanlar için son derece toksik bir yer olabiliyor. İnsanlar yazdıklarıyla eleştirinin ötesine geçtiği noktada senin için sosyal medyada dolanmanın çok kolay olmadığını tahmin edebiliyorum. Performansı sürekli başkaları tarafından değerlendirilen biri olarak sosyal medyada aktif olduğunu da görüyorum. Kitabının ortaya çıkış konusunu düşünürsek, sen bu baskıyla nasıl başa çıkıyorsun?
Evet, zamanla başa çıkmayı öğrendiğimiz bir şey bu… Bu konu hakkında yardımcı olabilecek bir söz geldi aklıma: “Övgülerin aklınıza gelmesine, eleştirilerin de kalbinize girmesine izin vermeyin.” böyle bir şeydi. Haha.
İleride başka kitap yazma düşüncen var mı? Eğer varsa ne hakkında yazmak istersin?
Şu anda yolculuğumu belgeliyorum. Yazı yazmanın şifalı olmasına izin veriyorum ve böylece bununla birlikte gelen her şey bir sonraki kitabıma yansıyacak.
TikTok hesabına rastladım ve birkaç videonu izleme fırsatım oldu, dans etmekten keyif aldığın çok belli. Basketbol ve dans etmek dışında başka ilgi alanların var mı?
Özellikle bir şey yok, sadece hayatın tadını çıkarmak için yapacak bir şeyler bulmaya çalışıyorum. Havalar güzelken neşeleniyorum ve zaman geçirecek farklı şeyler deneyebiliyorum.
ENG:
Jehyve Floyd talked to Volante about his first season in EuroLeague, the process of transition to Fenerbahce, his book and more.
Floyd: “I wanted to be a spark for the team and I think I’ve done just that.”
I would like to start with asking you about your move from Panathinaikos to Fenerbahce Beko. You joined Pana last July and you helped them win the Greek Super Cup in September, then you came to Turkey midway through the season. How was the process from your side?
Yes I joined Pana excited about my first season in Euroleague but as the season went on, it just wasn’t a good fit for me and my development. I was looking to move and the opportunity to come to Fener came and I jumped at it because I wanted to stay in Euroleague to show what I can do.
You played two of the top tier basketball organizations of Euroleague. What can you say about the differences between Pana and Fenerbahce?
Yes it’s a blessing to be able to play for two Euroleague teams in one season especially in my rookie season. I’ve learned a lot about the league and what it takes to win and succeed at this level. One difference I noticed was the professionalism Fenerbahce emphasizes at all phases.
We heard many players and coaches speak very highly of Fenerbahce fans and the atmosphere they create. What are your thoughts regarding to fans and your interaction with them whether on social media or in person?
I thought when I first signed they were very welcoming. The Real Madrid game at home showed me how passionate they are. That was one of the best games I’ve been apart of in my young career. It was an electrifying night.
Adapting to new environments is a big part of being a professional basketball player. How was your transition to your new team?
I think I handled it well. I just tried to be myself and do what I needed to do to build chemistry with the guys. I wanted to be a spark for the team and I think I’ve done just that.
How is your chemistry with your teammates? Which of your teammates is your favorite?
I really don’t have favorites but everyone is pretty unique in their own way. Me and Markel Starks were the new kids on the block so we bonded right away.
EuroLeague announced that Russian teams are officially out of both the Turkish Airlines EuroLeague and 7DAYS EuroCup in response to Moscow’s war on Ukraine. With the Russian clubs’ games being suspended changed the current standings and it put you at a disadvantage. How did you feel about it and how did you and your teammates motivate each other along this process?
Not going to lie, it took a lot out of us when the Russian war happened. We were on a roll and just like that 3 wins were taken away. It was tough finding that motivation after battling all the injuries that we had.
I also would like to talk a little bit about Coach Djordjevic. As you know his move to Fenerbahce was kind of a last-minute one and you were one of his first transfer requests. How is your relationship with him and are you satisfied with the role he gave you?
He’s helped me a lot. He’s upfront about what he needs from his players and that’s everything for me.
I’ve always believed that love is never outside ourselves. It’s a fact that love is within us. Self-confidence and self-acceptance are the main keys to positive changes in every area of our lives. A career in basketball, or sports in general for that matter, has its ups and downs. This must be effective in your self-acceptance and confidence process. What actions do you take in your professional and personal lives to reflect this?
I just try to separate what I do from who I am. Being a professional basketball player comes with a lot of criticism good and bad. So it’s important to know the difference between who you are as a human being and who you are as a player. It leaves room to still have that self love and confidence when basketball isn’t going well and vice versa.
Last year, you released your book Godfidence. What is “Godfidence”, exactly? What were your goals for helping the reader while writing the book?
Godfidence is knowing that someone is behind the scenes working on your behalf. Self confidence isn’t always enough so it’s essential to understand the higher power within and without.
In an interview, you mentioned that you had read “The Power of Now” by Eckhart Tolle. Did you read it before you authored your book? Did that inspire you when you were writing your book?
Yes “The Power of Now” was one of the books that inspired along my writing and life journey. It helped me deal with my anxiety and depression and made me focus on the present.
The books in yours’ genre usually effect people’s lives in many ways. How do you feel about the feedback you got about your book? Are you satisfied with the way it is embraced and reflected among your readers?
The feedback I’ve received has been life changing and I’m glad my story is able to inspire others all around the world.
Where can people get the “Godfidence”?
Everyone can get it on Amazon.
And obviously there is social media. I think it is a blessing and a curse really. My question will be mostly about the cursed part. It can be an extremely toxic place particularly people with blue checkmarks next to their name. I imagine it can’t be very easy to scroll through your social media timeline where people might say things that go beyond critisism. I know that you are active on social media as a person whose performance under evaluation constantly. Considering your book, how do you deal with preassure?
Yes that is something we learn to deal with over time. There is a quote that helps, “Don’t let the praise go to your head, and don’t let the criticism get to your heart. “ Or something like that. Haha.
Do you have any plans to write another book? If that’s the case, what do you want to write about?
I’m just documenting my journey right now. I allow writing to be therapeutic and whatever comes from it will flourish into my next book.
I came across your TikTok account and watched some of your videos, and it’s clear that you enjoy dancing. Do you have any other interests besides basketball and dancing?
None in particular, but I just try to find things to do to enjoy life. When the weather is nice it brings me joy and I can find different things to do to occupy my time.