Yasmani Copello: “Paris Olimpiyatları kendi içimde de bir yarış olacak.”

by volantedergi

Tarihte Dünya Şampiyonası ve Avrupa Şampiyonası  ve Olimpiyat  madalyasına sahip tek Türk atlet olan 35 yaşındaki Yasmani Copello’nun sıradaki en büyük  hayallerinden biri Paris Olimpiyatlarında madalya almak. Türkiye’ye adım attığı günden beri enerjisiyle ve disipliniyle adını duyuran olimpik sporcunun hızına ve başarılarına yetişmek zor. Kariyerinde dönüm noktaları ve gelecek planları üzerine kısa bir sohbet gerçekleştirdik.

Röportaj: Özgenur Aydın ve Mert Kaan Azın.

Atletizm kariyerine nasıl başladın? Diğer spor branşlarıyla da ilgili miydin? Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdin? Bu kararın arkasındaki etmenler nedir?

İlkokuldaki beden eğitimi öğretmenimin yönlendirmesiyle atletizme başladım. Evet, tekvando ve boksu denemiştim. Transfer teklifinin gelmesiyle Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Yeni bir yerde sıfırdan başlamam gerekiyordu ve burası Türkiye oldu.

Türkiye’ye gelmeden önce Fenerbahçe’yi duymuş muydun? Türkiye’ye ilk geldiğinde Fenerbahçe’yi tercih ediş sürecin nasıl ilerledi?

Açıkçası hayır. Türkiye’ye gelme sebebim Fenerbahçe’nin teklifi ile oldu. Ardından Türk vatandaşlığına geçmek ister misin diye sordular ve ben de seve seve dedim.

Türkiye’ye uyum sağlamanda Fenerbahçe’nin rolü nedir?

Aslında benim Türkiye’ye uyum sağlamam ENKA Spor Kulübü’ne geçtikten sonra oldu. Eskiden İspanya’da yaşıyordum, Türkiye’ye sık sık gidip geliyordum. Sonra Türkiye’ye tamamen taşınma kararı aldım ve o günden bu yana buradayım.

Senin bakış açından hayatındaki ve spor kariyerindeki dönüm noktaları nelerdir?

Hayatımdaki dönüm noktası, Türk vatandaşı olarak milli formayla yarışmam. Spor kariyerimde ise Türk olarak Amsterdam’da Avrupa şampiyonu olmam.

Olimpiyat denilince akla gelen ilk disiplinlerden birinde mücadele gösteriyorsun. Olimpiyatlarda boy göstermek bir sporcunun hedefi/hayali açısından neyi ifade ediyor? Özellikle madalya ile taçlandığında…

Olimpiyata gitmek her sporcunun hayalidir. Orada madalya almak da sporun zirvesinde olmaktır. Olimpiyat madalyası, siz bu gezegenin en iyi sporcularından birisiniz demektir. Ben de onlardan biriyim. 🙂

2024’e kadar birçok yarışta koşacaksın ancak nihai hedefinin Paris Olimpiyatları olduğunu tahmin ediyoruz. Olimpiyatlara formunun zirvesinde bir şekilde katılabilmek adına ENKA Spor Kulübü’nde seni nasıl bir süreç bekliyor?

Paris Olimpiyatları kendi içimde de bir yarış olacak. Türk atletizminin koşular branşında en çok olimpiyata giden ve en çok finalde yarışan tek olimpiyat madalyalı Türk atleti olma hedefimi gerçekleştirmek istiyorum. Bu yolda benim en büyük destekçim ENKA Spor Kulübü. Onlar olmadan hayal ettiğim şeyleri gerçekleştirmem imkansız. Her zaman söylediğim şey, onlar benim ailem. İyi ki yollarımız kesişmiş.

On beş yılı aşkın aktif sporculuk kariyerin var. Kariyerinin her döneminde madalyalara ulaşmayı başardın. Sürekli yeni bir hedef belirleyip üst düzey tempoda yarışmanı sağlayan motivasyon kaynakların nelerdir?

Motivasyon kaynaklarım eşim ve ailem. Onların desteği olmadan bugüne kadar kazandığım hiçbir başarıyı yakalayamazdım. Onlar benim itici gücüm.

Yaklaşık iki buçuk yıl süren pandeminin ardından Covid-19 protokolleri eskisi kadar katı olmasa da devam ediyor. Ancak ertelenen organizasyonlar, değişen antrenman koşulları, karantina dönemi gibi süreçler sporcuları çok etkiledi. Bu dönem senin için nasıl geçti?

Biz sporcular olarak çok etkilendik. Tüm yarış ve antrenman takvimi bir belirsizliğe düştü. Psikolojik ve fizyolojik anlamda çok zor bir dönemdi.

Pek çok sporcu için müzik ve dinamizm iç içedir. Senin müzikle aran nasıl? En çok hangi türü ve/veya sanatçıları dinliyorsun?

Müziksiz yaşayamam. Doğduğum yerden gelen bir gelenek bu. Reggaeton ve Türkçe rap dinlemeyi seviyorum. Türkçe yeni şarkıları hep takip ediyorum.

Video oyunlarla aranın iyi olduğunu biliyoruz. Hangi tür oyunları oynamayı tercih ediyorsun? Başka hobilerin var mı?

Evet, savaş ve strateji oyunlarını seviyorum. Yoğun hazırlık temposunda mental anlamda beni çok rahatlatıyor.

ENKA Spor Kulübü, Türkiye’de sporcuları genç yaştan itibaren destekleyen bir yapı. Şu anda birçok branşta olduğu gibi atletizmde de adını sıkça duyuyoruz. ENKA’da olmak kariyerine ne kattı?

ENKA’da kariyerimi bir üst seviyeye taşıdım. Hedefi her zaman en yüksekte tutan harika bir ekiple çalışıyoruz. ENKA, Türk sporunun zirvedeki kulüplerinden biri. Destekleri ile çok büyük işler yaptık ve yapacağız.

Ankara, Türkiye’de yaşayanlar için her zaman bir tartışma konusu olmuştur; hem çok seveni var bir o kadar da sevmeyeni… Sen bu tartışmanın hangi tarafındasın? Ankara’yı “evim” olarak nitelendirir misin?

Tabii ki! Ankara benim evim. Önceden İstanbul’da yaşıyorduk ama İstanbul; günde çift antrenman yapan, üst düzey performans sergileyen bir sporcu için yaşaması uygun değil dolayısıyla Ankara’yı tercih ettim. Eşim Ankaralı olduğu için artık ben de Ankaralıyım diyorum. Ailemizi burada kurmak istiyorum.

You may also like

Leave a Comment