NBA tarihinin en başarılı ve en görkemli takımlarından biri olan Los Angeles Lakers için işler bu sezon tamamen tepetaklak oldu. Lebron James önderliğinde sezona şampiyonluk hedefi ile yola çıkılmıştı. Fakat normal sezonun bitimine çok az bir süre kalmışken Lakers’ın bu sezon Playoff’larda mücadele edip edemeyeceği bile belirsiz.
Yanlış Mühendislik
Lakers için hatalar öncelikle yazın başladı. Takımın ilk turda elenmesinin ardından Lebron James ve Rob Pelinka harekete geçti. Lebron’nun da özel isteği ile takıma Russell Westbrook eklemesi yapıldı. Kentavious Caldwell-Pope, Montrezl Harrell ve Kyle Kuzma, Westbrook takasıyla birlikte takımdan ayrıldı.
Lakers ikinci hamle olarak takımın genç ismi Talen Horton-Tucker’a 3 yıllık kontrat vererek yatırım yaptı. Fakat bu yatırım ve Russell Westbrook’un 44 milyon dolarlık kontratı da eklenince Lakers’ın ödeyebileceği maaş oldukça azaldı. Bu yüzden takım savunmasına enerji katan ve taraftarın sevgilisi Alex Caruso ile yeni sözleşme imzalanamadı.
Takım daha sonra kadroyu deneyimli fakat oldukça yaşlı oyuncularla doldurmaya başladı. Carmelo Anthony, Trevor Ariza(sezonun önemli bölümünü kaçırdı), Dwight Howard, Rajon Rondo(sezon ortası takaslandı), Deandre Jordan (sezon ortası serbest bırakıldı), Kent Bazemore ve Wayne Ellington takıma katıldı. Görüldüğü üzere Lakers bu isimlerden düzenli katkı almayı bırakın sahada bile tutmakta zorlandı.
Genç ve Şans Bekleyenler

Malik Monk ve Austin Reaves
Lakers’ın yaşlı ve enerjisiz kadrosu çoğu zaman rakiplerine yetişmekte zorlandı. Sezonun çoğunda takım kötü basketbolunun yanında rakipleri kadar efor sarf etmedi. Takımı savunma temeline inşa etmeyi seven koç Frank Vogel, eldeki malzemeyi hiçbir zaman istediği şekle getiremedi. Anthony Davis’in de sakatlığı ona yardımcı olmadı. Fakat ona yardımcı olan şey ise takımın en çok ihtiyacı olduğu alandan geldi: Gençlik ve enerji
Malik Monk, Austin Reaves, sezon ortası takıma katılan Stanley Johnson ile birlikte Lakers nefes almanın yolunu buldu. Malik Monk’un hücumdaki patlayıcılığı, Austin Reaves’ın savaşçılığı ve karakteri takımı kötü anlardan çıkarmayı başardı. Stanley Johnson da sezon ortası geldikten sonra takıma yine savunmada olan ihtiyacı vermeyi biraz olsun başardı. Talen Horton-Tucker da ara ara gösterdiği etkili performanslar ile Lakers’a yardım etmeyi başardı.
Bence hepimiz yetişkin insanlarız ve profesyoneliz, bu yüzden günün sonunda bu kabul edilemez. Gezegende bizi alt etmesi gereken bir takım yok, özellikle de maçın ilk dört veya beş dakikasında. Bu yüzden, korkunç bir hal aldığında, kendinize bakmalısınız. Sanırım hepimiz kendimize baktık ve bunu değiştireceğiz. -Stanley Johnson
Yıldız Çarpması

Lakers büyük üçlüsü
Lakers yukarıdaki fotoğrafı çektirdiğinde işlerin buraya geleceğini hiç düşünmemişti. 3 yıldız da bu sezon beklenileni tam anlatımıyla yansıtamadı.
Anthony Davis: Kariyeri boyunca sakatlıklardan çok çeken ve “cam adam” lakabını alan Davis için bu sezon işler hiç iyi gitmedi. Bu sezon sadece 37 maça çıkabildi ve dönüş tarihi hala belirsiz. Davis, pota altında dominant olabilse de şut yüzdesi adeta saç baş yoldurdu. Üçlük çizgisinin gerisinden sadece %18 isabet bulabildi. Sahada bulunduğu sürede Lakers adına -67 yazdı. Lakers bir mucize başaracaksa Davis’in de mucizevi bir dönüşüne ihtiyacı var.
Russell Westbrook: Westbrook hamlesi, yapıldığı günden beri tartışılan bir hamle oldu. Hem getirdiği mali yük hem de Lebron ile oyununun ne kadar uyumlu olacağı tartışıldı. Kötü ve uyumsuz olacağı söylendi ve beklenildiği gibi oldu. Evet Russ’ın güzel maçları da vardı fakat Lakers kariyeri tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu ve konuşulanlara göre sezon sonunda iki taraf da yolları ayırmak istiyor. Peki saha içindeki verdiği hasar istatistiklerde nasıl gözüktü? Tıpkı Davis gibi o da üçlük çizgisinin arkasında felaket bir performans gösterdi. %29 üçlük isabeti takıma hiç ama hiç yaramadı. Sahada bulunduğu sürede -119 yazdı. Sahanın her iki yönünde de takım adına istenilen performansın çok uzağında kaldı.
Lebron James: Saha içerisinde en suçsuz isim olsa da Westbrook’un takıma katılmasında oynadığı rol ile takımın gidişatını en başından etkiledi. Lebron’un bu sezon kırdığı rekorlar ve istatistikleri ortada ve performansını gösteriyor. Onun eleştirilmesi gereken bir konu var. Özellikle All-Star sonrası saha içerisindeki tavrı ve umursamazlığı fazlaca göze batıyor. Takımın bu kadar kötü giderken Lebron’un sezon başına göre daha sessiz ve umursamaz gözükmesi hoş bir durum değil.
Frank Vogel Performansı

Koç Frank Vogel
Lakers yönetimi ve kadrosu suçu tamamen Frank Vogel’a yıkmak istemedi. Çünkü kariyerini savunmadan inşa etmeyi başaran bir koçun elindeki bu malzeme ile istediği savunma düzeyini çıkarması çok zordu. Bunun üstüne bir de özellikle Anthony Davis’in sakatlığı etkilenince Lakers savunması yerle bir oldu. Frank Vogel savunmasını istatistiksel olarak örneklendirmek gerekirse şöyle açıklayabiliriz:
Frank Vogel, 2019–2020 sezonu öncesi takımın başına Luke Walton yerine getirildi. Sezon coivid-19 pandemisi nedeniyle kesilene kadar takım 49–14’lük derece yaptı ve Batı Konferansı’nın zirvesine yerleşti. Bu süreçte Lakes, 105.5 savunma derecesi ile ligin en iyi üçüncü savunma takımı oldu. “Bubble” döneminde takım şampiyonluğa giderken yine defansif derecesi sadece 108.7’ye gerileyerek şampiyon oldu.
Geçtiğimiz sezonda da işler iyi bitmese de takım savunmada ligin en iyisi olmayı başardı. Takım sadece 42 galibiyette kalsa 106.8 savunma derecesi ile takım ligin en iyi savunması oldu. Bu derece elde edilirken önemli bir bölümde hem Lebron hem de Davis yoktu. Buna rağmen Vogel takımını ligin en iyi savunmalarından biri yapmayı başardı. Fakat Suns serisindeki etkisiz performans ve Davis’in tekrar sakatlanması sezonun erken kapatılmasına neden oldu.
Bu sezon ise Frank Vogel asla istediği savunma yeterliliğini yakalayamadı. Takımın savunma derecesi 112’ye yükseldi ve ligin en kötü 10 savunmasından biri haline geldi. Lakers savunmada sadece istatistiksel olarak değil efor ve istek anlamında da fazlasıyla sınıfta kalıyor. Takımın All-Star sonrası çıktığı ilk 15 maçın 11’ni kaybederken savunma derecesi de 118’i buldu. Takım özellikle ilk çeyreklerde 15+ fark yemesi ile maçların bir kovalamacaya dönüşmesi de büyük bir sorun yaratıyor. Çünkü görüldüğü üzere Lakers’ın kaçan rakiplerini yakalama olasılığı çok ama çok az. Rakipler Lakers’ı kolay lokma olarak görüyor ve kolay fikstür hedefi ile maça çıkıyorlar.
Sırada Ne Var ?
Evrim geçirmeye devam ediyoruz ve 82 maçın bitiş çizgisine geldiğimizde, yine %50 galibiyetin altında oynayan aynı grup olmayacağız. Amaç bu, Playoff’da ve Play-In maçında bizim için kazanacak neyi inşa edebiliriz. Bununla ilerleme kaydediyoruz. Bu gece (76ers maçı sonrası) yetersiz kaldık, ancak çabadan memnun kaldık. -Frank Vogel
Lakers bu korkunç sezondan bir mucize çıkarmaya çalışacak. Takım hala Anthony Davis’in dönüşünü bekliyor. Fakat bu hiç kolay olmayacak. Takım şu an “Play-In” potasında yer alıyor ve sezonu kurtarıp Playoff’a girmek için mutlaka iki maç üst üste kazanmaları gerecek. Lakers tek maçlardan galibiyetler çıkarabilir. Fakat Playoff eşleşmesinde geçen sene elendikleri Phoenix Suns karşısında ne yapacaklar ? Ne kadar başarılı olabilirler bu bir soru işareti. Lakers taraftarlarının bu acı sezonu yakın zamanda sona erebilir.
Frank Vogel ile yollar sezon içerisinde ayrılmasa da yazın bir değişiklik yapılacak gibi duruyor. Kadroda ise önemli ölçüde değişiklikler yapılması şart. Gelecek ağustos ayında bambaşka bir Lakers göreceğiz.
1 comment
Kalemine sağlık Ata