“Her şeyim olan bir adam gitti: Koç, öğretmen, arkadaş… O benim için her şeydi, yalnızca benim için değil. Mirası çok büyük. Çok sayıda oyuncu yetiştirdi ve hepsi de hemfikir olacaklardır ki; Duda bu oyuncuların aynı zamanda iyi insanlar olması için de çok yardımcı oldu. Ben de o ayrıcalıklı insanlardan biriyim.”
– Zeljko Obradovic (Dusko Ivkovic’in cenaze töreninden)
“Her şeyim olan bir adam”… Zeljko Obradovic, Dusan Ivkovic’in kendisi için önemini bu cümlelerle açıklamıştı büyük efsanenin cenazesinde. Bugün Dusan Ivkovic dendiğinde biz basketbol severlerin aklına birçok şey gelebilir: Olympiacos ile İstanbul’da alınan efsanevi 2012 Euroleague şampiyonluğu, Yugoslavya milli takımı ile alınmış iki Avrupa, bir Dünya şampiyonluğu, eski öğrencisi olan aynı zamanda çocuklarının adını dahi kendisinin koyduğu Zeljko Obradovic ile dostlukla pekiştirilen rekabeti, koçluk yaptığı takımlarda kazanılan lokal kupalar, çalıştırılan ve gelişimine yardımcı olunan yıldızlar… Tüm bunların hepsi Dusan Ivkovic’i eşsiz yapan özelliklerden yalnızca birkaçı…
Avrupa Basketbolu Bir Süper Star Kazanıyor: Koçluğa İlk Adım
Dusan Ivkovic ailesinde öyle bir kişiye sahipti ki; bu kişi Duda’nın bütün hayatını derinden ve değişilmez şekilde etkiledi. Hatta söz konusu kişi dolaylı yoldan Avrupa hatta dünya basketboluna da farkında olmadan çok büyük bir isim kazandırdı: Slobodan Ivkovic. Evet, Dusan Ivkovic’in abisi. Slobodan-Dusan kardeşler hayatları boyunca aynı tutkulara sahip olmuş, hayat boyu her alanda aynı yollardan geçmeyi tercih etmişti. Öyle ki aslında maden ve jeoloji fakültesi mezunu olan Dusan Ivkovic, bu yolda hiçbir zaman profesyonel eğitimini aldığı mesleğini yapmamış, abisi gibi parkelerin yolunu tutmuştu.
Abisinin peşinden Partizan ve Kızılyıldız gibi büyük takımlara ev sahipliği yapan Belgrad’ın ‘alternatif’ takımı olan Radnicki’nin kapısından giren genç bir ‘yüksek uçucu güvercin meraklısı’, başta ülkesi Yugoslavya olmak üzere Avrupa basketbolunu değiştireceğini bilemezdi elbette. Hatta yalnızca kendisi değil, abisi Slobodan’ı takımın başına geçirdikten sonra genç takımı da küçük kardeş Duda’ya emanet eden Radnicki yöneticileri de Avrupa basketbolunu değiştirecek hamleyi yaptıklarını bilemezlerdi. Abi-kardeş şehrin ‘küçük kardeşi’ olan Radnicki’ye hem A takımda hem genç takımda Yugoslavya şampiyonluğunu getirince ülke basketbolu Ivkovic soyadını iyiden iyiye içselleştirmeye başlamıştı. Dusan Ivkovic henüz 30 yaşındayken genç takımla bir beklenmeyene imza attıktan sonra şehrin ‘abilerinden’ Partizan yetkililerinin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Artık kariyerinde bir üst seviyeye başlamaya hazır Duda, Partizan’a önce asistan koç olacak sonrasında bu takımda iki sene koç olarak görev yapacaktı. Partizan kariyerine bir şampiyonluk, bir Yugoslav Kupası, bir de Koraç Kupası sığdıran büyük ‘basketbol aklı’nın artık başka sularda kendini kanıtlama vakti gelmişti.
Komşuda Bir Deha: Yunanistan ve Tüm Zamanların En İyilerinden Olan Yugoslavya
Ivkovic’i Yunanistan’a taşıyan 1980 yılı Aris’in Duda’ya yaptığı ilk teklif değildi aslında. Koç Dusan Ivkovic Aris’le anlaşma sağladıktan sonra ilk reddettiği teklif için High Flyer belgeselinde “O sözleşme önemliydi. Kariyerimde tırmanmaya başlamıştım ancak doktorlar o zaman dediler ki en büyük oğlum Petar’ın iklim değişikliğine ihtiyacı varmış. Bronşiyal astım ve bronşit nedeniyle burada kalamıyordu ve ben Aris’in teklifini reddettim. Ancak o adam (Miltiadis Velos) beklemeyi bilen biriydi. Nereden duydu bilmiyorum ancak bu durumu duymuş. Öyle ki 1980 yılında ben Kluz’da Balkan şampiyonluğunun önderliğini yaptım. Arada da düşünüyordum; ‘Niye bu teklifi reddettim? Deniz havası oğluma iyi gelebilirdi.’ diye. Bu arada onlar tekrar haber gönderdiler, ben de kabul ettim. Hatırlıyorum, Balkan şampiyonluğunu kazandıktan sonra arabaya atladım, Selanik’e gittim ve çalışmaya başladım.” diyecekti. Kısacası Duda’nın Aris kariyeri biraz rötarlı şekilde başlamış oldu ve iki yıl sürdü. Aris ile açılan Yunanistan kapıları Dusan Ivkovic için çok da kolay kapanmayacaktı.
Selanik’te geçirilen iki sene sonrası ülkesine dönen Duda, tekrar bu sıcak Ege ülkesine dönecek ve sırasıyla; PAOK (1991-1993), Panionos (1994-1996) ve her şeyi kazanacağı takım olacağından habersiz şekilde Olympiacos’taki birinci dönemini geçirdikten sonra (1996-1999) AEK Athens (1999-2001) takımını çalıştıracaktı. Yunanistan’da geçen 11 seneye iki Yunan ligi şampiyonluğu, üç Yunan Kupası, bir Saporta Kupası sığdırmayı başaran büyük tecrübe; aynı zamanda ülkesi Yugoslavya’nın (eski Yugoslavya) da baş antrenörü olarak göreve getirildi ve ülke basketbol tarihinin belki de en görkemli yılları da bu kararla başlamış oldu. 1988 Seul’de alınan Dünya ikinciliğini, 1989 Avrupa şampiyonluğu, 1990 Dünya şampiyonluğu ve 1991 Avrupa şampiyonluğu takip etti. Başarıdan başarıya koşan bu ekipte; Drazen Petrovic, Toni Kukoc, Vlade Divac, Zarko Paspalj gibi yıldız isimlerin koçluğunu yapan Dusan Ivkovic artık Avrupa ve dünya basketbolunda tartışmasız bir süper star konumuna gelmişti.
1992 yılı gelip çattığında ise Barcelona’da gerçekleşecek yaz olimpiyatlarına hazırlanan koç Ivkovic ve Yugoslavya’yı kötü bir sürpriz bekliyordu. Güvenlik konseyi Yugoslavya’nın olimpiyatlara katılmasına müsaade etmiyordu. Yalnızca iki sene önce dünya şampiyonluğu kazanmış takım ve koç için oldukça tatsız bir gelişme oldu bu. Hatta öyle bir turnuva olacaktı ki; Amerika bu turnuvaya tarihe ‘Dream Team’ olarak kazınacak Michael Jordan’lı, John Stockton’lı, Magic Johnson’lı, Larry Bird’li, David Robinson’lı ve her biri birbirinden yıldız olan ekibiyle geliyordu. Ivkovic bu durum hakkında yıllar sonra (Dream Team’i kastederek) “Sadece o bir maç için çok hazırdık. Sanıyorum biz onları yok edecektik…” diyecekti.
Ege Kıyılarından Soğuğun Başkentine
Yunanistan’da geçirilen son derece başarılı 11 seneden sonra Duda’nın yeni durağı Moskova oldu. Beş senesini geçireceği Moskova’da üç sezon CSKA Moskova’yı, iki sezon da Dinamo Moskova’yı çalıştıran Dusan Ivkovic buradaki kariyerine üç Rus ligi şampiyonluğu, bir Rusya Kupası, bir ULEB kupası şampiyonluğu (Dinamo Moskova) sığdıracaktı. Ancak Duda’nın burada esas gerçekleştirdiği başarılar aslında sayılarla ifade edilemez noktalarda gerçekleşti. CSKA Moskova Başkanı Andrey Vatutin Duda için: “Sadece antrenör tecrübesi ya da bilgisi değil çok büyük yönetsel profesyonelliği de getirdi. Elbette onunla ilk yıl kolay olmadı. Zordu, çünkü çok istekli ve talepkar biri. Çok sıkı bir düzen kuruyor ancak bu müthiş disiplin bize iyi sonuç sağladı. Sıfırdan başlayan ekip daha ilk sezonundan yarı finale çıktı.”
Gün Olur Herkes Evine Döner: İkinci Olympiacos Dönemi
Belki de Dusan Ivkovic adı geçtiğinde istisnasız herkesin aklına gelecek dönem bu dönem. 19 sayıdan geri dönüp kazanılan Euroleague şampiyonluğu başlı başına ayrı bir yazıyı hak ediyor. Bu maç özelinde Duda’nın eşi Nena Ivkovic: “Barcelona yarı finalinde zaten bir mucize olduğu için hepimiz kendimizi rahat hissetmeye ve yenileceğimizi düşünmeye başladık. O anda kaybettiğimizi düşündük ve final maçında iyi oynadığımız için de takımı övdük. Bu Olympiacos için zaten yeterliydi.” diyecekti. Haklıydı ama bir eksikle. O gün sahada sadece bir kişi için bu yeterli değildi: Dusan Ivkovic.
Maçın ellerden kaydığı dakikalarda takımın yıldızlarından çok, gençlerinden katkı alarak maça sert dönüş yapan Olympiacos, tarihin en görkemli Euroleague final performansını ortaya koymuştu. Olmaz denilen oldu, kupa geldi. Özellikle Yorgo Printezis ellerinden bulunan son sayıda asisti yapan Vasilis Spanoulis’in pasını yıllar sonra “Bencillikle hiç ilgisi olmayan o pasa şiirler yazılabilir.” diye yorumlayacaktı. Aynı sene Euroleague’de Yılın Koçu ödülü de tartışmasız şekilde Duda’nın dolgun müzesindeki yerini aldı. Avrupa arenasında yakalanan bu başarıyı ligde de bir şampiyonluk ve bir Yunan Kupası ile taçlandıracak olan Ivkovic, görkemli Yunanistan defterini kendine en yakışan şekilde kapatmış olacaktı.
Oyun Tahtası Parke Olan Satranç Ustaları Türkiye’de
Kariyeri boyunca lokasyon olarak Türkiye’nin etrafından ayrılmadan koçluk kariyerini sürdüren Ivkovic’in artık Türkiye senaryosu başlamalıydı. 2013 yılında Fenerbahçe’nin Obradovic’i koç olarak getirmesinin ardından, Anadolu Efes yalnızca bir sene sonra büyük usta, Obradovic’in akıl hocası ve milli takımdan koçu olan Dusan Ivkovic’i resmen öğrencisinin karşısına dikti. 2014-2016 arası Türkiye kariyerine bir Türkiye, bir de Cumhurbaşkanlığı kupası ekleyen büyük deneyimi kariyerinin son koçluk sezonlarında ülkemizde izlemek; özellikle Yunanistan topraklarında başlayan ve arşa ulaşan Obradovic-Ivkovic rekabetini burada deneyimlemek de bizim şansımız oldu.
Çember Üzerinde İki Güvercin
Yazının başında Slobodan-Dusan kardeşlerin hayatlarındaki ortak noktalarından bahsetmiştik hatırlarsanız. Bu iki kardeş basketbol ilgilerinin dışında ‘rafine’ sayılabilecek bir hobiye de sahipti: Güvercinler. Evet. Slobodan-Dusan Ivkovic kardeşlerin çocukluklarından beri belki de en büyük tutkuları güvercinlerdi. Slobodan Ivkovic için güvercin tutkusu ne derece sürdü elbette bilemeyiz ancak Dusan Ivkovic için bu tutku hayatının sonuna kadar sürdü. Öyle ki; bu büyük basketbol aklı çalıştığı kulüpler ile yaptığı sözleşmelere “güvercinlerinin yaşaması için gerekli kafeslerin sağlanması” adına maddeler bile koydurdu. Atina, Moskova, Selanik, İstanbul… Duda hangi şehre, hangi ülkeye gitmiş olursa olsun güvercinlerini de peşinden götürdü. Bu tutku öyle bir noktaya erişti ki; aile mezarlığının simgesi olarak mezar taşına dahi işlendi. Yugoslavya’nın maddi olarak zor dönemlerden geçtiği sıralarda arıcılıkla uğraşan babasının da anısını taşıyan bu sembolde; filenin yerine arı peteği, peteğin üzerinde ‘baba’ olan arı ve çemberin üzerinde de abi Slobodan’ı ve küçük kardeş Dusan’ı temsil eden iki güvercin şu anda aile mezarlığında boy göstermekte.
Avrupa basketbolu tam bir ay önce öyle bir karakter, öyle bir değer kaybetti ki; herhangi bir yazının, videonun bu boşluğu anlatabilmesi mümkün değil. Çalışılan dört ülke, (Yugoslavya-Sırbistan ayrımı düşünülürse beş) sayısız kupa, yönetilen yıldızlar, basketbola kazandırılan koçlar, 2017’de alınan Euroleague Basketbol Efsanesi Ödülü… Kelimenin tam anlamıyla basketbolun en büyük süper starlarından biri aramızdan ayrıldı, şimdi dürbünüyle güvercinlerini gözlemek için baktığı gökyüzünden bizi selamlıyor büyük koç. Bu kıta, bu dünya sana çok şey borçlu. Şimdi de biz seni görmek için gözlerimizi gökyüzüne çeviriyoruz. Seni birinci ayında anmak da bu platformda bize nasip oldu ‘her şeyi değiştiren adam.’ Göğe selam!
- Dusan Ivkovic – High Flyer Belgeseli
1 comment
[…] ve çok sevdiği martıları tüm basketbol camiası tarafından sıkı sıkıya korunacak. (bkz: Çember Üzerinde Bir Güvercin […]