Deliliğe Övgü

by Taylan Kurtoğlu

Formula 1’de 2018 sezonu tamamlandığında Lewis Hamilton, ezeli rakibi ve daha sonrasında padokta en yakın arkadaşı olacak olan Sebastian Vettel’i şampiyonluk sayılarında geride bırakmış ve psikolojik üstünlüğü eline geçirmişti. 2019 sezonu başlangıcında ise Mercedes’in en büyük rakibi Ferrari’de büyük çaplı değişiklikler yaşanmış, takım patronu Maurizio Arrivabene görevini Mattia Binotto’ya devretmiş ve takımın ikinci pilotu Monaco’lu genç yıldız Charles Leclerc olmuştu.

Sezon oldukça sıkıcı ve durağan ilerlerken takvimin yarış olarak sıkıcı geçmeye en büyük adayı olan Monaco Grand Prix haftasına girilmişti. Monaco Grand Prix hafta sonuna kadar düzenlenen bütün yarışları Mercedes kazanmış ve her şey Mercedes’in lehine gitmekteyken Ferrari tarafında aracın yüksek yere basma gücü üretememesi kaynaklı problemler yaşanmaktaydı. 20 Mayıs 2019 sabahı sosyal medyaya düşen bir haber ise gündemi tamamı ile değiştirecek ve bütün motorspor severleri tam bir matem havasına büründürecekti. 3 kez dünya şampiyonluğu, 25 kere grand prix galibiyeti bulunan ve bu spora sayısız güzel anı bırakan Niki Lauda, 80 yaşında hayatını kaybetmişti.

Lewis Hamilton's emotional tribute to 'bright light' Niki Lauda after F1 legend's death

1 Ağustos 1976 tarihinde Formula 1 tarihinin en trajik kazalarından birini geçiren Lauda, araçtan çıkarıldığında yüzü neredeyse tamamen yanmış ve yanma etkisiyle oluşan gazlar sebebiyle solunumu durmuş vaziyetteydi. Hayatta kalması bile olağanüstü iken altı hafta gibi mucize denebilecek kadar kısa bir sürede pistlere geri dönen ve yarışmaya devam eden Niki’ye herkes ‘deli’, takımı Ferrari’nin bu kararına ise ‘delilik’ gözüyle bakmıştı. Pek tabii Lauda seviyesinde bir kariyere ve etkiye sahip olan birçok karakterin kayıp haberi, F1’de benzer izlenim bırakacağı düşünülebilir fakat Lauda’nın farklı bir özelliği daha vardı; kendisi Mercedes AMG Petronas F1 takımının görünmeyen beyni ve Lewis Hamilton’ın akıl hocasıydı. Hamilton’ın Mercedes’e gelmesi sürecini bizzat yöneten, takımın yaptığı yatırım ve aldığı kararlarda direkt veya dolaylı olarak karar mercii olan Lauda’nın kaybı, Gümüş Oklar’da ve Hamilton’da yıkım etkisi yaratmıştı. “Eğer Niki olmasa kariyerime sadece bir kez dünya şampiyonu olabilmiş bir pilot olarak devam ederdim.” sözlerini kullanan Hamilton, Lauda’nın üzerindeki etkisini çok güzel özetlemiş ve aldığı bütün kararlarda kendisine danıştığını belirtmişti. Bütün F1 camiası Niki Lauda’nın anısına saygı göstermek üzere birleşmiş, Mercedes ise aracın bir parçası olan Halo’yu kırmızıya boyayarak “The Rat”e saygısını bu şekilde göstermeyi uygun bulmuştu. ‘The Rat”, Lauda’nın oldukça çıkık-hatta dişlek denebilir- tavşan dişleri sebebiyle kendisine takılmış bir lakaptı. Lewis Hamilton ise Lauda’ya özgü kırmızı beyaz renklerin ağırlıkta olduğu ve büyük fontlarla Niki Lauda yazan bir kask ile yarışa katılmayı tercih etmişti.

Hamilton's Monaco GP Lauda tribute helmet made last-minute

2019 Monaco Grand Prix sıralama turlarında sezonun geri kalanından farklı denebilecek herhangi bir gelişme olmadı. Gümüş Oklar sıralama turlarını birinci ve ikinci sırada tamamlarken Red Bull ve Ferrari onları takip etti. Beklenenin aksine start’ta da herhangi bir olay yaşanmazken yarışın oldukça sıkıcı geçeceği bütün yarış severlerin ortak fikriydi denilebilir. 78 turluk Monaco Grand Prix’inin on birinci turunda ise bu yazının yazılmasına sebep olan yarışın kırılma anı yaşanacaktı. Bu, her yarışta her takımın yaptığı basit bir pit-stop idi. Yarışın en hızlı sekizinci pit-stop’unun, Hamilton’ın kendi deyimiyle en iyi yarışlarından birini çıkarmasına sebep olacağını asla düşünemezdik. Rakipleri olan Max Verstappen ve Sebastian Vettel pit-stop’larında, Pirelli’nin bu hafta sonu için getirdiği en sert hamura sahip lastiğe geçiş yaparken Hamilton ve Mercedes orta hamuru tercih etmişti. Lewis bu tercihin bir ‘delilik’ olduğu düşünüyordu. Yarışın orta kısmına kadar tempoyu rahatça kontrol eden Lewis, telsizden lastiklerinde ufalanma problemi başladığını bildirdiğinde herkes onun blöf yaptığını düşündü. Kariyerinde pek çok kez lastik konusunda serzenişte bulunduğunu bildiğimiz Hamilton bu sefer ciddiydi ve arkasındaki rakipler onu zorlamaya başlamıştı. Yarış boyunca telsizden yarış mühendisi Peter Bonnington’a demediğini bırakmayan Hamilton, lastik problemi yetmezmiş gibi tur bindirmeler sebebiyle Max Verstappen’den ciddi baskı yemeye başladı. Yarışın son üç turuna girildiğinde herkes yarışın böyle biteceğini düşünürken Red Bull sürücüsü Max, liderlik için Nouvelle Şikanı’nda Hamilton’a atağını yaptı. Yaşanan temas sonrasında Hamilton önde kalmayı başardı ve yarışı kazandı. Yarış sonrasında oldukça duygusal bir ruh halinde olan Hamilton, “Niki bu yarışta benimle birlikte yarıştı, o olmasa kesinlikle yarışı kazanamadım.” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.

Erasmus’un ölümsüz eseri olan Deliliğe Övgü’de bilgelik içeren deliliğin övgüye mazhar olması gerektiğinden bahseder. Hem 67 tur boyunca orta hamur lastik ile pist üstünde kalarak imkansıza yakın bir doğa olayını gerçekleştirmesi hem de akıl hocasının ölümü sonrasında onu onurlandırmak için zaferi kazanmayı kendisine kutsal bir görev olarak edinmesi bakımından 2019 Monaco Grand Prix’i zaferi de bir bakıma böyledir. Delilik varlığı içerir ama bu delilik hali övgüye mazhar olması gereken bilgeliğin yansımasıdır. Bu yarış benim için Lewis Hamilton’ın ışıltılı kariyerinde hep farklı bir noktada kalacaktır.

Lewis Hamilton wins the Monaco Grand Prix for the third time | SnapLap

You may also like

1 comment

Üç Renk - Volante 7 Ekim 2021 - 12:36

[…] beyni Niki Lauda’nın ise farklı bir planı vardı. Deliliğe Övgü yazımda bahsi geçen bu plan, Lewis Hamilton’ı Mercedes’e gelmeye ikna etmekti. Eski bir […]

Reply

Leave a Comment