Yazar: Akın Temiz
Fausto Coppi, Eddy Merckx, Bernard Hinault, Greg LeMond, Johan Museeuw, Mario Cipollini, Oscar Freire, Tom Boonen, Philippe Gilbert, Mark Cavendish ve Peter Sagan. Yapı ve yaradılış olarak birbirinden apayrı yeteneklere ve fikirlere sahip, bisiklet sporunun günümüze kadar olan gelişiminde büyük pay sahibi ve yazılmış olan tarihin değişmez parçaları olan bu insanları tek noktada birleştiren şeye hoş geldiniz. Bisiklette ‘Dünya Şampiyonluğu’ unvanı çoğu popüler sporda olduğu gibi dört yılda bir değil her sene yapılır. Ancak kazanmak için ne yüksek irtifalarda dik yokuşlara aldırış etmeden tırmanabilmek ne bir hız treni gibi rüzgarı yıkıp geçen bir zamana karşı performansına sahip olabilmek ne de sprint sırasında bir roket gibi fırlayıp ardına bakmadan gidebilmek tek başına yeterlidir. Dünya Şampiyonluğu’nu kazanabilmek için bunların hepsine sahip olabilmek ve de en önemlisi potansiyelinizi o an o saniye yola dökebilmek gerekir. Tek yarış, 180 sporcu, bir mayo. Yılların gökkuşağı mayosu şimdiye kadar yol yarışlarında 87 senede 70 farklı isim tarafından giyildi. Bu sene yapılacak 88. edisyonunda ise pelotonda beş tane eski şampiyon yer alacak. Sezonun son bölümünün, Il Lombardia ile birlikte en büyük yarışı olan ve büyük bir heyecan vadeden Dünya şampiyonasının Elit Erkekler kısmına ufak bir ön bakış ile hazırlanalım. Ama öncelikle bir hafta sürecek bu heyecanın programına bir göz atalım.
2021 UCI Dünya Şampiyonası 19-26 Eylül tarihleri arasında koşulacak. Şampiyona, 19 Eylül’de Elit Erkekler Bireysel Zamana Karşı ile start aldıktan sonra 20 Eylül’de Erkekler U23 ve Elit Kadınlar Bireysel Zamana Karşı yarışları ile devam edecek. 21 Eylül’de Kadınlar ve Erkekler Gençler Bireysel Zamana Karşı yarışları koşulacak. 22 Eylül’de Karışık Takım Zamana Karşı yarışı yapılacak. 24 Eylül’de Erkeklerde Gençler ve U23 Yol yarışları koşulacak. 25 Eylül günü Kadınlarda Gençler ve Elit Yol yarışları yapılacak. Şampiyona 26 Eylül’de Erkekler Elit Yol yarışı ile sona erecek.
ZAMANA KARŞI
2021 UCI Dünya Şampiyonası’nda Erkekler Bireysel Zamana Karşı yarışı, 19 Eylül’de Belçika’nın kuzey denizine kıyısı olan Knokke-Heist şehrinde start alacak. Büyük kumsalları ve kumarhanesi ile ünlü, güzel bir tatil şehri olan Knokke-Heist’a peloton en son uğradığında, 2019 Belçika Turu 2. etabını, 7 kilometrelik bir solo kaçışla Remco Evenepoel kazanmıştı. Knokke-Heist’da deniz kenarındaki başlangıç sonrası güneye inilecek ve Leopold kanalının öbür tarafına geçtikten sonra Boudewijn kanalına kadar ters rüzgarlar söz konusu. Bu bölgede rüzgar türbinleri de mevcut. Kanal kenarındaki yolculuk sonrası tekrar kuzeye dönüş ve ardından yine rüzgarlı bir alandan Damme’ye gidilecek. Ufak bir kasaba olan Damme’nin kendi yarışı olan Guido Reybrouck klasiğini, 2018’de yine Remco Evenepoel üç dakikadan yüksek bir farkla kazanmıştı. Damme sonrası çok hafif eğimlerle yavaş yavaş Brüksel’e doğru gelecek olan sporcular, 43.3 kilometrelik parkuru şehir merkezinde bitirecek. Parkur, geçen yıla göre daha engebeli bir profil sergilese de genel olarak düz ve zamana karşı ustalarına sorun çıkartacak yokuşları barındırmıyor. Yokuş içeren Fuji’deki olimpiyat, zamana karşısında hayal kırıklığına uğrayan Filippo Ganna, Wout van Aert, Stefan Küng ve Kasper Asgreen gibi sporcular için geneli düz profil oldukça iyi bir şansken, Tadej Pogačar, Rohan Dennis ve Remco Evenepoel gibi yokuşlarda avantaj sağlayan isimleri pek rahatlatmıyor. Yine de bu sporcular en büyük favorilerin arasındaki yerlerini koruyorlar. Bu isimlerin dışında eski şampiyon Tony Martin, Fransız Rémi Cavagna, İsviçre’den Stefan Bissegger, Portekizli Nelson Oliveria, Sloven Jan Tratnik, İrlandalı Ryan Mullen ve oldukça formda olan İtalyan Edoardo Affini iyi derecelere koşacaktır. 9 Eylül’de yapılan 22 kilometrelik Avrupa Şampiyonası ise net favorileri ayrıştırmayı kolaylaştırıyor. Stefan Küng şampiyonluğu alırken Ganna 8 saniye, Remco 15 saniye, Bissegger 23 saniye, Affini 39 saniye ve Asgreen 52 saniye geriden gelmişti. Formsuz görünen Cavagna ve Pogačar ise bir dakikadan daha fazla fark yiyerek hayal kırıklığı yaşamıştı.
YOL YARIŞI
2021 UCI Dünya Şampiyonası’nın Erkekler Yol Yarışı, zamana karşıdan bir hafta sonra 26 Eylül’de yapılacak. Dünyanın en büyük limanlarından birine sahip tarihi bir ticaret şehri olan Antwerp’in içinden start alacak yarış, Mechelen üzerinden güneye inecek ve asırlardır üniversite şehri olarak bilinen ve bu sayede edindiği kültürel mirası ile Belçika’nın en entelektüel şehirlerinden biri olan Leuven’e gidecek. Leuven’de oluşturulan parkurda 1.5 tur atıldıktan sonra daha güneyde bulunan ve bütün gözlerin oraya çevrileceği Smeysberg ve taşlı Moskesstraat yokuşlarına gidilecek. Taşlı yolların, kısa ama dik yokuşların bulunduğu Flandrien parkurunda atılan bir turun ardından tekrar Leuven’e geçilip burada dört tur daha atılacak. Tekrar Flandrien parkuruna gidilip burada sonuncu bir tur atıldıktan sonra son kez Leuven’e gidilip 2.5 tur atılacak. 268.3 kilometrelik heyecan sonunda Geldenaaksevest, Leuven’de finiş noktası bizi bekliyor olacak.
Bu seneki Dünya şampiyonasının Flandre’de yapılacağı belli olduktan sonra çevreden geçen yarışların önemi daha da arttı; aynı yolları, yokuşları ve taşlı sektörleri kullanan bu yarışlar gerçek bir prova olarak koşuldu. Remco Evenepoel, 26 Ağustos’da 61’incisi düzenlenen ve Smeysberg ile Moskesstraat’ın üçer kez geçildiği Druivenkoers – Overijse klasiğini, 61 km solo kaçarak kazandı. Ön bölümde çok kişiyle yer alan Quick-Step’de, lideri Alaphilippe’den tabiri caizse izin alarak kaçışa başlayan Remco bir daha arkasına bakmamıştı. Geçen yılki yarışı ise yine burada yer alan Florian Sénéchal almıştı.
Moskesstraat’tan dört kere geçilen prestijli klasiklerden Brabantse Pijl’i, bu sene olimpiyat dağ bisikleti altın madalya galibi Tom Pidcock kazandı. Süper yetenek Wout van Aert ve bu tarz finişleri çok seven Matteo Trentin’e karşı girdiği sprinti sürpriz bir şekilde kazanıp gücünü gösteren Pidcock, bu başarıları ve inatçı yapısı sayesinde asla hafife alınmayacak bir isim olduğunu kanıtladı. Toplam sekiz kez geçilecek olan ve finiş noktasını da barındıran Leuven şehrindeki parkur, birebir aynı olarak bu sene 15 Ağustos’da 55’incisi yapılan Grote Prijs Jef Scherens klasiğinde 11 kez geçildi ve İtalyan sprinter Niccolo Bonifazio kazandı.
Birçok büyük ismin yer alacağı pelotondaki favorilerin bulunduğu takımlara isim isim bakmanın yararlı olduğunu düşünüyorum:
ABD: Birleşik Devletler takımında 2020 Giro’da çıkış yapan ve iyi de bir olimpiyat koşan Brandon McNulty var. Carapaz tarafından ekilmese gümüş madalyaya gidebilecekken altıncı olup yine de iyi bir sonuç alan McNulty’nin taşlı yollarda neler yapabileceği merak konusu. Strade Bianche’de dikkat çeken bir performans sergileyen Quinn Simmons ve son Klasikoa San Sebastian galibi Neilson Powless da takımda yer alıyor. Dikkat çeken bu üçlüye formda olan Robin Carpenter ve Lawson Craddock yardım edecek. 2021 Paris-Nice genel klasman 8’incisi Matteo Jorgenson ise dikkat edilmesi gereken bir genç yetenek.
Almanya: Almanya’da her ne kadar parkurun sert yokuşları kendine pek uymasa da Nils Politt iyi bir sezon geçiriyor. Max Schachmann ve John Degenkolb’lu kadrosuyla kağıt üzerinde fena durmayan Almanlar, gerçekçi bakıldığında bir şampiyonluk adayı olarak durmuyor. Yine de Paris-Nice şampiyonu Schachmann’ın olimpiyatlarda da iyi iş çıkarıp 10. olması, son gruba kalabilirse ona şans tanımak için bir sebep sağlıyor.
Avustralya: Avustralya’da lider Michael Matthews. Kangurular, liderlerini korumak için Durbridge, Schultz ve Haas gibi isimleri getirdi. Genel olarak fazla kuvvetli bir kadrosu olmayan Avustralya’da Matthews’a kısmen uyan bir etap profili var. Sprinterler arasında tırmanışlara en yatkın isimlerden biri olan Matthews’a bile zor gelecek sıklıkta yokuşlar var ancak Avustralyalı genel olarak istikrarlı bir sezon geçiriyor. Sezona üç büyük turda da etap galibiyeti hedefi ile başlayıp istediğini alamayan Caleb Ewan da burada. Geçmişte iyi Milano-Sanremo performansları olan Ewan, favori olmasa da burada yer alacak.
Avusturya: Dauphine’de 17 km solo kaçış ile şık bir etap kazanan Lukas Pöstlberger, kötü geçen 2020 sonrası toparlanma belirtileri gösteren ve E3 Harelbeke klasiğinde iyi görünen Marco Haller ve en sevdiği yarış Strade Bianche’de altıncı olan Michael Gogl ile Avusturya kadrosu, kağıt üzerinde fena olmayan fakat bir şeylerin daima eksik olduğu bir takım izlenimi veriyor. Etap profili sporculara uyuyor olsa da Avusturyalılar kesinlikle favori değil. Yine de yarışa heyecan katacak derecede sporcuları mevcut. Tek başlarına gitmekten ziyade pelotondan yapılan ataklarla oluşan grupların içinde Avusturyalıları görmek oldukça muhtemel.
Belçika: Kendi evinde yarışacak olan Belçikalılar, en son 2012’de Philippe Gilbert ile gülmüştü. Geçen sene ikinci olan Wout van Aert muhteşem bir sezon geçiriyor ve en büyük favorilerden biri. Fransa Turu’ndaki etap galibiyetleri ile şov yapan WVA, olimpiyatlarda da herkesin korktuğu adam olarak daima tek yarışmasına rağmen ikinci olmuştu. Son olarak Britanya Turu’nda sekiz etabın dördünü alıp genel klasmanı da kazanan van Aert, muhteşem geçen sezonunu kendi topraklarında kazandığı bir Dünya Şampiyonluğu ile taçlandırmak istiyor. Buraya formda gelecek bir diğer sporcu ise Remco Evenepoel. Danimarka Turu’nu kazandıktan sonra Ağustos sonunda iki gün arayla kazandığı iki taşlı Belçika klasiği ile dikkat çeken Remco, sonrasında Benelux Turu’na gitti ve büyük yarış öncesi son haftalık turunu koştu. Avrupa Şampiyonası’nda da ikinci olan Remco, özellikle yokuşlarda çok formda olduğunu gösterdi. Son Milano-Sanremo galibi Jasper Stuyven’in doğup büyüdüğü şehir Leuven dolayısıyla Belçikalı, avcunun içi gibi bildiği yollarda yarışacak ve eğer Flandrien parkurundaki sert yokuşlarda geride kalmazsa favoriler grubunda kendine yer bulabilir. Yves Lampaert ve Tiesj Benoot gibi bu tip parkurları çok seven isimlerle desteklenen Belçika takımı en büyük favori olarak görülüyor. Takımı düz yolda çekecek olan isimler ise Traktör lakaplı Leuven doğumlu emekçi bisikletçi Tim Declercq ve bu sene Giro’da etap alan Victor Campenaerts. İyi bir klasik sezonu geçiren Nathan van Hooydonck, başta açıklanan kadroda vardı fakat sonrasında yerini Dylan Teuns’e bıraktı. Teuns de bu sene Fransız Alplerinde şık bir Le Tour etabı kazanmıştı.
Büyük Britanya: Tom Pidcock etrafında kurulan takımda genç yeteneğe, tecrübeli Luke Rowe ve Ben Swift yardım edecek. Haftalık turlarda kendini fazlasıyla göstererek oldukça aktif bir sezon geçiren ve B planı olarak hazır bekleyen Ethan Hayter’da Pidcock’un güvenebileceği dinamiklerde bir isim. Boyu ve kilosuna göre çok iyi bir klasik sezonu geçiren Pidcock, bu istikrarını Brabantse Pijl galibiyeti ile taçlandırmıştı. Eski şampiyonlardan Mark Cavendish ise Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu ile başlayıp Fransa Turu ile devam eden muhteşem geri dönüşünün devamını getirmek istiyor. Cavendish parkur için bir favori olmasa da eski bir şampiyon olarak burada olmayı hak etti ve elinden geleni yapacaktır.
Çekya: Çekya’da son iki yılı iyi geçirmeyen Zdeněk Štybar üzerine kurulu bir takım var. Her ne kadar eski formunda olmasa da Stybar bu yollarda çokça kez yarıştı ve pelotonda bu konudaki en tecrübeli isimlerin başında geliyor. Quick-Step’den takım arkadaşı Josef Černý ve 2016 Brabantse Pijl galibi Petr Vakoč’un desteğini alacak olan Štybar, bir dönemler favori olduğu yollarda kazanırsa sürpriz olarak nitelendirilecek kadar çok geriledi.
Danimarka: Son Ronde galibi Kasper Asgreen, bu tarz profilleri seven Michael Valgren, 2019 şampiyonu Mads Pedersen ve çok formda bir Magnus Cort Nielsen ile Danimarka ekibi oldukça güçlü bir kadroya sahip. İyi bir sezon geçiren Mikkel Honoré ve son ulusal şampiyon Mads Würtz Schmidt’in de yardımlarıyla özellikle Asgreen ve Cort net favori olarak gösterilen sporcuların arasından sıyrılıp gökkuşağı mayoya gidebilir.
Fransa: Fransa’da son şampiyon Julian Alaphilippe mayoyu korumak için elinden geleni yapacak. Ona ve takım arkadaşları son Avrupa üçüncüsü Cosnefroy ve Madouas’ya uyan yokuş profilleri var. İnatçı Anthony Turgis, ilkbahardaki klasik sezonunda dikkat çeken performanslar sergilemişti. Vuelta’da etap kazanan Florian Sénéchal, Clermont-Ferrand TGV’si Rémi Cavagna, bu yolları seven nadir sprinterlerden Démare ve Laporte ile Fransa kadrosu oldukça güçlü ve çok yönlü görünüyor.
Hollanda: Olimpiyatlarda düştüğü için sırt ağrıları ile boğuşan Mathieu van der Poel, Benelux Turu’na gitmeyip dinlenmeyi seçti. İki ay boyunca yol yarışı koşmadıktan sonra geri dönüp başlangıç kentimiz Antwerp’in taşlı yarışı olan Antwerp Port Epic’i kazanan MVDP, en büyük favorilerden bir tanesi. İyi bir sezon geçiren Dylan van Baarle ve bu yollara aşina olan Langeveld ile Teunissen gibi isimlerle Hollanda genel olarak iyi bir kadroya sahip. Bisiklete ara verme kararından sonra güçlü bir dönüş yapan Tom Dumoulin normal şartlarda kadrodaydı. Ancak antrenman sırasında bir araba ile çarpışan Dumoulin kadrodan çıkarılınca yerine çok kötü bir Giro koştuktan sonra Fransa Turu’nda kendini toplayan Bauke Mollema geldi. Güçlü isimlerden oluşan takımın tüm çabası Mathieu van der Poel için olacak.
İspanya: Eski şampiyon Alejandro Valverde’nin Vuelta’daki düşüşüyle yıkılan İspanya’da gözler Iván García Cortina’da olacak. İki yıldır sönük kalan Cortina ile İspanya’nın pek şansı yok gibi görünüyor fakat yine de yokuşları atlatabildiği takdirde yarışın toplu sprinte gitmesini isteyecek biri zira 2020 Paris-Nice’de Sagan, Bouhanni ve Nizzolo gibi isimlerin önünde sprint kazandığı da unutulmamalı. Tecrübeli Gorka Izagirre ve taşlı yolları çok seven 37’lik veteran Imanol Erviti ile İspanya kadrosu pelotonda sevilen karakterlere sahip.
İsviçre: Soru işaretleriyle dolu olan İsviçre’de, taşlı yolların en güçlü isimlerinden biri olan Stefan Küng var. Ucundan kaçırdığı bir sürü galibiyet ile hayal kırıklıkları ile dolu bir sezon geçiren ama Avrupa Zamana Karşı Şampiyonluğu’nu alarak moral kazanan Küng, yokuşları pek kendi tarzına uymasa da bu parkurda elinden geleni yapacaktır. Muhteşem bir 2020 geçiren Marc Hirschi yeni takımıyla bu sene sönük bir performans gösteriyor. Yine de son iki sezonluk Liége-Bastogne-Liége performansları ile Hirschi ülkesine bir nebze umut veriyor ayrıca Lüksemburg Turu’nda da güzel bir etap kazanarak formda göründü. Son ulusal şampiyon Silvan Dillier, bu sene kendini inanılmaz geliştiren Stefan Bissegger ve dev insan Michael Schär ile İsviçre iyi bir peloton trenine sahip.
İtalya: 2019’da son bölüme kalan dört kişilik grupta Trentin ve Moscon ile çoğunluğa sahip olan ancak galibiyeti elinden kaçıran İtalyanlar yine benzer bir kadro ile buradalar. O sene favori girdiği sprinti Mads Pedersen’e kaybedince yıkılan Matteo Trentin, bahardaki Gent-Wevelgem ve Brabantse Pijl üçüncülükleri sonrası sakin geçirdiği sezonda Vuelta’daki istikrarlı performansı ile yeniden form tuttu. Oldukça iyi geçirdiği Romandie ve Dauphine turları sonrası Sonny Colbrelli Fransa Turu’nda da iyi görünmüştü. Colbrelli son olarak Trento’daki Avrupa Şampiyonasını kazanarak oldukça güçlü olduğunun sinyallerini verdi. Trentin ve Colbrelli gibi yokuş çıkabilen sprinter özelliği taşıyan Giacomo Nizzolo ve Davide Ballerini gibi isimlerle İtalya, toplu sprinte gidilirse treni en güçlü olacak takımlardan biri. Gianni Moscon’a da uyan bir parkur var ve Trento’nun hırçın çocuğu yokuşlarda kendini gösterebilir.
Kazakistan: Muhteşem bir Dauphine ve gayet iyi bir Fransa Turu geçiren Alexey Lutsenko, Kazakistan’ın umudu olacak. Lutsenko iyi bir tempocu fakat olimpiyatlarda Carapaz’ın yaklaşık altı dakika gerisinden gelmesi form düzeyi hakkında soru işaretleri doğuruyor.
Kolombiya: Kolombiyalılar gerçekçi bir galibiyet umudu ile buraya gelmiyor. İyi başlayıp devamını getiremediği Fransa Turu sonrası Rigoberto Urán, olimpiyatlarda fena görünmedi. Çok formda olmayan Sergio Higuita ve Esteban Chaves ile taşlı yokuşlarda pek iddialı olmayan bir üçlüye sahipler. Öte yandan Gaviria, Molano ve Hodeg’den oluşan sprint üçlüsü de bu yollar için pek uygun isimler değiller. Yine de Gaviria ve Molano, bu seneki Giro’nun Foligno etabında yokuşlarda birçok sprinteri döken Bora-hansgrohe temposuna dayanmayı başarmışlardı. Álvaro José Hodeg ise taşlı sektörler barındıran Grote Prijs Marcel Kint’i yakın zamanda kazandı. Bu olumlu sonuçlar iyiye işaretler olsa da gerçekçi galibiyet şansları oldukça az.
Lüksemburg: Bob Jungels’in yokluğunda Lüksemburg’da bayrağı Kevin Geniets taşıyacak. İyi bir sezon geçiren son ulusal şampiyon Geniets’ye tecrübeli Jempy Drucker ve Alex Kirsch yardım edecek. Bahar klasiklerinde agresif görünen Geniets, bir şampiyonluk adayı olmamasına rağmen son bölümde oluşan gruplarda yer alıp şansını deneyebilir.
Norveç: Sezona yavaş başlayıp sonradan kendini bulan ve Almanya Turu’ndaki iki etap galibiyeti ile kazanmayı hatırlayan Alexander Kristoff, 2017’de evinde yapılan yarışı sprintte Sagan’a kaybettikten sonra belki de ilk defa kendine uyabilecek bir parkur ile karşı karşıya. Sezon içinde hiç büyük tur koşmayan Kristoff, taze bacaklara sahip. Ekürileri Vegard Stake Laengen ve Sven Erik Bystrøm ile buraya gelen Kristoff, yokuşları geçebilirse en büyük favorilerden biri olabilecek kadar iyi bir sprinti barındırıyor. Ayrıca Vuelta’da kırmızı mayo taşıyan Odd Christian Eiking ve iyi bir klasik sezonu geçiren Rasmus Tiller ile de desteklenecek. Tiller, mecbur kalındığında zayıf bir B planı olarak da düşünülebilir. Eski ulusal şampiyon, bu seneki Dwars door het Hageland taşlı klasiğinde Danny van Poppel ve Yves Lampaert gibi büyük isimlerin önünde galibiyet uzanmıştı.
Polonya: Polonya’da eski şampiyon Michal Kwiatkowski Olimpiyatlar ve Polonya turunda iyi göründü. Gerçekçi bir şampiyonluk adayı olmamakla beraber son bölümdeki gruba kalırsa şaşırmamak gerekir. Tecrübeli Gołaś ve Bodnar ise Belçika’nın ovalarında Peloton’da oluşabilecek bölünmelerde Kwiato’yu geride bırakmayacak kadar iyi birer yol kaptanları. Eski İtalyan, çiçeği burnunda Polonyalı Cesare Benedetti için ise farklı bir deneyim olacak. Vatandaşlık değiştiren sporcu bu sene ilk defa yeni takımının formasıyla yarışacak.
Portekiz: Portekiz’de gözler Polonya Turu’nu kazanıp buraya gelen João Almeida’da olacak. 23 yaşındaki yetenek son iki senedir Giro’da yaptıklarıyla adından çokça söz ettirdi ve Team Emirates’e geçerek bu başarısını taçlandırdı. İstikrarlı bir sezon geçiren yetenekli yokuşçu Ruben Guerreiro ve tecrübeli yol kaptanı Nelson Oliveira’dan da yardım alacak olan Almeida, her zaman şapkadan tavşan çıkarabilen yapısıyla yarışa hareket katacaktır. Üstelik Almeida’nın bu seneki Giro’nun en zorlu etaplarından biri olan toprak ve yokuşlu Montalcino etabında Remco Evenepoel’den daha sağlam bir performans sergilediğini, ön gruptayken sırf onun için geriye gelip iki dakika kaybettiğini unutmamak gerekiyor.
Slovakya: Slovakya’da üç kez şampiyon Peter Sagan, eski hızından uzak olmasına rağmen geçmişte çok fazla bahar klasiği kazandı. Özündeki yetenekleri yeniden ortaya çıkarabilirse Sagan bu parkurun en büyük favorilerinden biri haline gelir. Katılanlara karşı halen daha sprinti en iyi isimlerden biri olsa da Sagan, geçtiğimiz üç yılda çok fazla sprint kaybetti. Ancak bir saf sprinterden çok bir klasikçi gibi tek başına kaçma özellikleri taşıması, burada Sagan’a sprinte girmek istemeyeceği bir potansiyel Wout van Aert – Mathieu van der Poel grubuna karşı avantaj getirecektir. Leuven’in inişleri ve çıkışları Sagan’ı rakiplerinden geride bırakmazsa son sprintte en büyük favorilerden biri olacaktır.
Slovenya: Slovenya’da altın çocuk Tadej Pogačar üst üste ikinci Fransa Turu şampiyonluğu sonrası olimpiyatlarda da ülkesine bronz madalya getirdi. Vuelta’yı es geçen Pogačar, son iki sezonluk Liége-Bastogne-Liége performansları sayesinde uzun ve yokuşlu klasiklerde neler yapabileceğini gösterdi. Üst üste üçüncü Vuelta şampiyonluğunu kutlayan Primož Roglič ise geçen yılın Liége-Bastogne-Liége şampiyonu olması sebebi ile Pogačar gibi kendini kanıtlamış bir isim. Ayrıca son olimpiyat zamana karşısını da kazanan Roglič oldukça formda. Yaverleri Mohorič ve Tratnik’ten de yardım alacak olan Pogačar ve Roglič, taşlı sektörleri sorunsuz atlatabilirlerse bir galibiyet adayına dönüşebilirler. Öte yandan Slovenlerin bir başka planı da Matej Mohorič üzerine kurulu. Giro’daki kötü kazadan sonra çabuk toparlanan Mohorič, Fransa Turu’nda iki etap birden alıp Polonya Turu’nda da ikinci oldu. Son yarışı Benelux Turu’nda ise son etabı alıp genel klasman ikincisi olmuştu.
Wout van Aert – Mathieu van der Poel rekabeti başladığı yere, Belçika’ya geri dönecek. Son şampiyon Alaphilippe mayosunu korumaya çalışırken Roglič, Pogačar ve özellikle Remco daha önce tatmadıkları bu başarıya oldukça aç. Eski şampiyonlar Sagan, Cavendish ve Kwiatkowski haklı gururlarının gövde gösterisini yaparken Asgreen, Colbrelli, Kristoff ve Pidcock sürpriz peşinde koşacak. Tüm bu büyük isimlerin katılacağı ve kazananın bir yıl boyunca gökkuşağı mayoyu taşıyacağı büyük heyecan, 26 Eylül Pazar günü yaşanacak.
Tarihin en iyi klasikçilerinden biri olan Flanders Aslanı lakaplı Johan Museeuw’ un da dediği gibi, “Güzel bir yarış için ne gerekiyorsa burada var!”
1 yorum
Akın Temiz
Eline bilgine hayran kaldım.
Yazı mükemmel.Dergi okurlarına çok iyi gelecek