Fatma Zehra Köse 23 Yaş Altı Avrupa Eskrim Şampiyonası’nda ülkemize eskrim dalında ilk altın madalyayı getirerek milli takımımız ile önemli bir başarıya imza attı. Eskrime 10 yaşında ailesinin desteğiyle başlayan başarılı sporcumuz ile kariyer basamaklarını ve hedeflerini konuştuk.
Eskrime olan ilgin nasıl başladı? Başlamaya karar verdiğinde seni en çok etkileyen şey ne oldu?
Teyzem konservatuarda okurken eskrim dersleri alması üzerine beni de bu branş ile tanıştırdı. Sayın Özden Ezinler hocam, yeteneğimi keşfedip beni eskrimin flöre branşına yönlendirdi ve ben maske ve kılıcı elime aldığım an farklı bir dünyaya girmiştim. Kendi kontrolümde olan kılıç ile şövalye gibi savaşıyor hissi uyanıyor insanda ilk başta. Bu beni çok etkilemişti.
Salt konsantrasyon ve yüksek disiplin gerektiren bir branşla uğraşıyorsun. Spora başladıktan sonra kendine bu konularda örnek aldığın bir sporcu oldu mu?
Evet, tabii oldu. Küçüklüğümden beri kendime idol edindiğim Olga Kharlan diyebilirim. Oyun ruhunu, fiziksel performansını ve eskrimini çok beğeniyorum. Özellikle oyundaki soğuk kanlılığı müthiş derecede iyi diyebilirim.
Voleyboldan sonra eskrime geri dönüşündeki en büyük sebep ne oldu?
Voleybol benim için tam anlamıyla kendimi ifade edebildiğim bir branş olmadı aslında. Tekrar eskrime dönmemse kılıç branşındaki ilk antrenörüm Can Aydın’ın beni voleybol için gittiğim kulüpte görüp “Yeteneğin var eskrimin kılıç branşını da denemek ister misin?” demesi ile oldu. Hatta hiç unutmuyorum “Burada istediğin zaman su içebilirsin” cümlesi ile çok etkilenmiştim. Sağ olsun, iyi ki de kılıca yönlendirmiş beni. Şu anda beni ben yapan zorluklar yaşasam da mutlu olduğum ve beni küçük yaşta hayata çok güzel hazırlayan bir mesleğin içindeyim.
Kariyerinin iyi bir döneminde olduğuna inanıyor musun? Kendine koyduğun en büyük hedef nedir ve kendini bunun için nasıl motive edersin?
Şu anda pek formda değilim. Sakatlıktan yeni çıktım. Ama bu dönemi en iyi şekilde değerlendiriyorum ve ailem, antrenörlerim, psikoloğum, iletişim ajansım olan KagMedia ailem, fizyoterapistlerimiz ile birlikte en iyi şekilde sezona hazırlanmak için gayret gösteriyorum.
Karşılaşmaya hazırlandığın dönem günlük rutininde neler yaparsın?
Sağlıklı beslenmeye özen gösteririm, mutlaka müzik dinlerim ve şarkı söylerim çünkü stresimi en iyi şekilde atma yolumdur. Antrenmanlarımı güzelce yaparım. Kitap okumaya çalışırım, dinginleştirir beni. Erken uyumaya özen gösteririm.
Ülkemizin 94 yıllık eskrim tarihinde ilk Avrupa Şampiyonluğunu elde ettiği ekipte sen de vardın, bu tarihi başarıya imza attığında neler hissettin? Şampiyonluğun ardından hayatında ne gibi değişikler oldu?
Çok gurur verici bir andı bizim için. Bayrağımızı göndere çekmek, İstiklal Marşımızı okutmak. İnşallah niceleri nasip olur. Medyanın da ilgisi ile birlikte eskrim branşı insanların çok dikkatini çekti. Daha ilgi ile takip etmeye başladılar ve birçok kişinin hayatına dokunuyor olmak bizleri çok mutlu etti. Branşa olan ilgi arttıkça biz de daha çok motive olduk ve ülkemiz adına eskrim branşında başarıların gelebileceğine daha çok inandık.
Eskrim ülkemizde çok popüler olan bir branş değil, ilk kez tanıştığın birine “eskrimciyim” dediğinde nasıl tepkiler alıyorsun? Yaşadığın ilginç bir anın varsa paylaşabilir misin?
Eskiye nazaran daha iyi ve normal tepkiler alıyorum ama lisedeyken unutmadığım birkaç anı oldu tabii. Mesleğimin eskrim olduğunu söylediğimde ne “ice cream” mi ya da “aaa şu kafanıza arı kovanı gibi taktığınız şey” gibi tepkiler alıyorduk.
İyi veya kötü yorumlar seni motive eder mi? Kötü yorum veya eleştiriler mental durumunu etkiliyor mu?
Kötü yorumların ister istemez etkilediği olsa da bununla başa çıkmayı kontrol etmeyi öğreniyoruz zamanla. Mental anlamda büyük bir etkisi olmuyor. İyi yorumlar iyi hissettiriyor tabii ki.
Şu an için aktif sporcusun ama işin antrene etme kısmına bakış açın nedir? Doğal bir süreç olarak ilerleyen dönemlerde seni de tecrübe aktarımı noktasında görebilecek miyiz?
Henüz tecrübe aktarımı konusunda kendimden emin değilim. Antrenörlük bir insanın hayatına dokunan zorlu ama bir o kadar da manevi bir meslek. Zaman gösterecek.
Son dönemde gerek konvansiyonel medya gerek sosyal medyanın sporcular üzerindeki etkileri yüksek sesle tartışılıyor ve negatif yönü çok daha ön planda. Sen ise sosyal medyada oldukça aktif bir sporcusun ve performansını görünce bunun seni pek de etkilediği söylenemez. Senin bu konudaki düşüncelerini ve olumlu olumsuz tecrübelerini merak ediyorum.
Bunun tamamen insanın kendisi ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Kötü etkilediğini düşünmüyorum çünkü ben gece geç saatlere kadar telefona bakmamaya özen gösteriyorum, sağlığımı ve performansımı etkilemesine izin vermemeye çalışıyorum. Tam tersi insanlara hayatımı eskrimde nasıl yol izlediğimi gösteriyor olmak takipçilerimden de güzel geri dönütler aldıkça daha motivasyonlu ve mutlu ilerliyorum.
Sosyal medyada bazen şarkı söylediğin videolar paylaşıyorsun. Ebeveynlerinin ikisi de müzik öğretmeni, bu durum müziğin yaşamındaki yerini etkiledi mi? Müzikle olan serüvenini paylaşır mısın?
Küçüklüğümden itibaren müzik her zaman hayatımdaydı. Abim, babam ve annemle çalar söylerdik. Dolayısıyla müzik de eskrim gibi benim hayatımın önemli bir parçası. Lisede konservatuar okuma hayalim vardı fakat sporda başarılıydım ve haftanın neredeyse tamamı antrenmanlarda geçiyordu. Ama konservatuar sınavı ile ilk milli takım kampım aynı güne denk gelmişti ve net bir seçim yapmam gerekti. O dönem Orhan Baba’nın (Gencebay) bir proje çalışması vardı ve babam da Baba ile çalışıyordu. Seçim konusunda arada kalınca büyük üstada sormak istedik ve o da “Kızım sporda da yeteneğin ve başarıların var ama müzik her zaman her yaşta yapabileceğin bir meslek, maçlara kamplara giderken gitarını götürebilirsin müzik dinleyebilirsin ama spordaki bu başarıların ve yaşların tekrar gelmeyecek” demişti. Onun vesilesiyle sporu seçtim ve çok mutluyum. Ama müzik ile ilgili de yeni projeler gelebilir.
Geçtiğimiz aylarda Covid-19 geçirdin. Öncelikle geçmiş olsun. Genç bir sporcu olarak pandeminin başından beri bu süreci nasıl geçiriyorsun? Bugünlerde nelere dikkat ediyorsun, bu konuda verebileceğin tavsiyeler var mı?
Çok teşekkür ederim. İnanın biz sporcular için çok zor bir dönem oldu pandemi dönemi. Ruh sağlığı açısından zor zamanlar yaşadık bizler de. Aynı zamanda fiziksel performanslarımız da düşüşe geçti tabii. Ama ne olursa olsun bu mücadeleyi de çok şükür atlatabildik. Şu an maske takılmayan toplu alanlara çok girmemeye özen gösteriyoruz ama psikolojik olarak korkarak yaşamamak lazım diye düşünüyorum. Önlemlere dikkat etmek lazım. Ve bağışıklığı hep ayakta tutmak gerekiyor bunun bilincindeyim.