Başarılı olimpiyat tecrübesinin ardından yoğun temposuna hız kesmeden devam eden Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı için yeni hedef Avrupa Şampiyonası. Eczacıbaşı ve milli takım formalarıyla başarılı performansını sürdüren Simge Aköz de tamamen bu hedefe odaklanmış durumda. Türkiye’nin yıldız liberosu, elinden gelen mücadeleyi sergileyerek takımı en yüksek seviyeye taşıma konusunda hayli kararlı gözüküyor.
Öncelikle çok yoğun bir tempo içerisindesiniz. Tokyo’nun ardından şimdi önünüzde Avrupa Şampiyonası var. Performansını ve formunu nasıl değerlendirirsin?
Kendi formumdan ziyade Tokyo’da takım halinde inanılmaz bir mücadele verdik. Formumuz da bu mücadeleyle orantılı bir şekilde devam ediyor. Herkesin Milletler Ligi’nden sonra kafasında bazı soru işaretleri vardı ama olimpiyat gerçekten takımın bütünlüğünü sağlamak ve enerjimizi artırmak adına çok işimize yaradı. Kaldığımız yerden aynı enerji ve hırsla Avrupa Şampiyonası’na devam edeceğiz. Her şey yolunda diyebilirim.
26 yaşına kadar milli takım tecrübesi yaşamadın. Özellikle 2018 ve 2019 yıllarında gösterdiğin başarılı performanslarla daha fazla bilinmeye ve takdir edilmeye başladın. Kendinden bu çıkışı bekliyor muydun ve sence bu yükselişindeki en önemli faktörler nelerdi?
26 yaşına kadar küçük milli, yıldız milli ve genç milli takım tecrübesi de yaşamadım. Bu seviyeye gelmek için her zaman inanılmaz istek doluydum. Bütün gençliğim milli takım formasını giyebilmenin hayaliyle geçti. Bu yüzden burada olmanın değerini en iyi bilenlerden biri benim belki de. Ulaşmam çok uzun zaman aldı, forma için çok mücadele etmem gerekti ve sonunda karşılığını aldım. Umarım bundan sonra da uzun seneler bu formayı giymeyi sürdürürüm. Tabii ki takdir edilmek başarıyla doğru orantılı. Eczacıbaşı’nın bana vermiş olduğu şans çok büyüktü. Gülden Abla (Kayalar Kuzubaşıoğlu) gibi bir liberonun arkasından formayı hemen bana teslim etmeleri bana duydukları güvenin bir göstergesiydi. Ben de bu güveni hem kulübümde hem de milli takımda boş çıkarmamaya çalıştım. Elimden gelen her şeyi sahaya vermeye çalışıyorum, umarım böyle de devam eder.
Sana da böyle yansıyor mu bilmiyorum ama liberoların belli bir açıdan gereken övgüyü almak için diğer oyunculara göre çok ekstra bir performans sergilemesi gerekiyor gibi.
Aynen öyle. Biz liberolar olarak futboldaki kaleciler gibiyiz. 90 dakika kaleni korursun ama +5’te gol yediğin an senden kötüsü olmaz. Yine de libero olduğum için mutluyum. Maalesef bu biraz riskli bir durum ama gerçekten yaptığım işi çok seviyorum ve “sahada takımıma neyi ne kadar verebilirim”i düşünüyorum. Çünkü günün sonunda manşeti ben alsam da sayıyı yapan onlar. Tamamen işim onları desteklemek gibi aslında.
Avrupa Şampiyonası’nda birçok önemli milli takımla mücadele edeceksiniz. Grup aşaması ve sonrasında karşılaşmayı en sabırsızlıkla beklediğin takımlar hangileri?
İtalya ve Sırbistan çok güçlü takımlar. Buralara alışkınlar ve yüksek bir seviyede oynuyorlar. Tahminimce bizle birlikte bu takımlar finallerde olacaktır. Bu gruba belki Hollanda ve Polonya’yı da ekleyebiliriz. Polonya da gerçekten son yıllarda mevcut kadrosuyla büyük bir çıkış yakaladı. Herhangi bir kaza olmazsa finale kadar bir nebze rahat gidebileceğimizi düşünüyorum. 2019 Avrupa Şampiyonası’nda grup aşamalarında biraz zorlanmıştık ama finalleri güzel oynayabilen bir takım olduğumuza inanıyorum. Hakkımız olanı almaya gidiyoruz. Finaller Sırbistan’da olacak. Sırbistan bizim evimizden madalyayı alıp gitmişti, inşallah biz de oradan madalyayı alıp Türkiye’ye döneriz.
Haikyuu adlı bir anime ile libero olarak yaptığın kurtarışlar çok özdeşleşti ve yabancı hayran sayın da arttı. Yu Nishinoya karakteri ile benzetiliyorsun. Bu ilgiden ne kadar haberdarsın, izleme veya internetten araştırma imkanın oldu mu?
Hiç haberdar değilim. Takım arkadaşlarıma nazaran sosyal medyada pek aktif değilim o yüzden bu durumdan haberim yoktu. Merak ettim, şimdi hemen girip bakacağım.