Serie A’da yeni sezon başlıyor. Geçen sezonda son 10 yıldan farklı bir şampiyon çıkaran ligde, yeni sezon daha rekabetli geçecek gibi duruyor. Zirveyi ele geçirmek için yola çıkan takımların yaptıkları transferler ve teknik direktör değişiklikleri sonucu ortaya çıkabilecek senaryolar bize mücadelesi yüksek bir sezon sunuyor.
Son Şampiyon Dertli
Serie A’nın son şampiyonu Inter, teknik direktörü Antonio Conte’nin ayrılışı sonrasında 2016’dan bu yana Lazio’da yükselen bir grafik çizen Simone Inzaghi ile anlaştı. Şampiyonlukta önemli payı olan Achraf Hakimi’yi PSG’ye, Romelu Lukaku’yu ise Chelsea’ye kaptıran Inter, ezeli rakibi Milan’da çok iyi bir sezon geçiren ve sözleşmesinin sonuna gelen Hakan Çalhanoğlu’nu bedelsiz olarak kadrosuna katmayı başardı.
Hakimi ve Lukaku’nun yanında Matteo Politano, Antonio Candreva, Ashley Young ve Radja Nainggolan da takımdan ayrılan isimlerden bazıları. Ayrılan isimlerin yerine EURO 2020’de başarılı bir performans gösteren Denzel Dumfries’ı, Roma’nın tecrübeli santrforu Edin Dzeko’yu ve önceki sezon kiralık olarak takımda yer alan Matteo Darmian’ı bonservisiyle kadrosuna kattı. Ayrıca geçen sezon Hellas Verona’da kiralık olarak 35 maçta 5 gol 5 asistlik katkı göstererek epey başarılı bir sezon geçiren sol kanat bek oyuncusu Federico Dimarco’nun, Inzaghi’nin yeni sezon planları arasında yer alması sürpriz değil.
Lukaku gibi bir ismin takımdan ayrılması sonucu hücumda ciddi yara alan Milano ekibi onun yerine Atalanta’nın güçlü santrforu Duvan Zapata’nın peşinde. Transferin gerçekleşmesi durumunda Inter tekrar şampiyonluğu kovalayan bir yapıya dönüşebilir mi, bunu zaman gösterecektir. Ancak Inter’in içinde bulunduğu finansal sıkıntılar, bu transferi bitirme konusunda son şampiyonun rahat hareket etmesini engelliyor.
Bu noktada Simone Inzaghi’nin oyun sistemine bakacak olursak eğer; genç teknik direktörün Lazio’da kullandığı formasyon genel itibarıyla 3-1-4-1-1 veya 3-1-4-2 şeklindeydi ve bu dizilişte savunmada konumlandırdığı üçlü daha çok; hız, atletizm, teknik, top kontrolü, oyun görüşü, zeka ve liderlik özellikleriyle öne çıkan oyunculardan kurulu dengeli bir yapı kurmaya yönelik. Üçlünün önünde ise hem çapa görevi görerek savunmayı hem de önünde oynayan hızlı ve teknik oyuncuları rahatlatacak bir oyuncu tercihinde bulunuyor. Hazırlık maçlarında bu rolde daha çok Brozovic’i denedi. Inzaghi’nin elinde şu an en iyi ‘box-to-box’lar arasında rahatlıkla sayabileceğimiz Nicolo Barella var. İleri top taşıma konusundaki meziyeti ve yüksek tempolu oyunu ciddi bir koz oluşturuyor. Diğer tarafta ise Hakan’ı, Lazio’da Luis Alberto’yu kullandığı şekliyle kullanması sürpriz olmayacaktır. Ancak ileri uçta Lautaro Martinez’in yanında yalnızca Dzeko seçeneği olacaksa Inter’in hücumda işi pek kolay olmayabilir. Haliyle o bölgeye yapılacak bir Duvan Zapata transferi, 45 yaşındaki teknik direktörün işini hem Avrupa’da hem de ligde kolaylaştıracaktır.
Conte, Hakimi ve Lukaku’nun ayrılıklarına rağmen Inter, koruduğu yapı ve yaptığı takviyelerle şampiyonluk adaylarından olacaktır elbette. Ben şampiyonluğu kaçırsalar dahi önümüzdeki yıllarda da eski günlerdeki gibi Şampiyonlar Ligi sahnesinde boy göstermeye devam edeceklerini düşünüyorum.
Sen Eskiye, Biz Deliye…
2020/21 sezonunu ikinci sırada tamamlayan Milan’da Stefano Pioli ile yola devam ediliyor. Ligi ilk dörtte bitirmesiyle 10 yıldır hasret kaldığı devler arenasına geri dönen Kırmızı Siyahlılar, takımın kilit isimlerinden Donnarumma ve Hakan Çalhanoğlu’nun gidişine engel olamadı. Uzun süredir kalesini emanet ettiği Donnaruma’yı bedelsiz olarak PSG’ye, son iki sezonda yükselen bir performansa sahip olan Hakan Çalhanoğlu’nu ise ezeli rakibi Inter’e bedelsiz şekilde kaptırdı. Donnaruma’nın yerine Fransa Ligue 1 Şampiyonu Lille’in kalecisi Mike Maignan ile sözleşme imzalayan Milan, Hakan’ın yokluğunu ise tekrar kiraladığı Brahim Diaz ile kapatmaya çalışacak.
Zlatan Ibrahimovic’in yaşadığı sakatlık problemi Pioli’yi düşündürse de o bölgeyi sisteme gayet kolay şekilde uyum sağlayabilecek olan tecrübeli forvet Olivier Giroud ile güçlendirdiler. Ancak santrfor bölgesine dinamik bir hedef oyuncu alınması hem Şampiyonlar Ligi’nde hem de ligde mücadele edecek olan Milan için elzem denebilir.
Geçen sezon kiralık olarak takımda bulunan ve 27 lig maçında 4 gol 4 asistlik katkı veren Brahim Diaz, Pioli’nin Hakan Çalhanoğlu’nun yerine kullanması muhtemel olan oyuncu olarak ön plana çıkıyor. Real Madrid’den 2023 sezonunun sonuna kadar tekrar kiralanan oyuncudan Milan taraftarının beklentisi yüksek.
Stefano Pioli’yi en çok düşündüren olaylardan biri de Franck Kessie’nin yaşadığı sakatlık. Pioli, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’ndan döndükten sonra ertesi gün antrenmanda yaşadığı kas sakatlığı sebebiyle sezon öncesini ve hatta ilk iki haftayı kaçıracak olan Franck Kessie’nin yerine hazırlık maçlarında Rade Krunic’i Sandro Tonali ve İsmael Bennacer’in yanında denedi.
Hazırlık maçlarının neredeyse tamamında ana plan oyuncularını ilk 11 oynatan Pioli, beş maçta 4-2-3-1 dizilişini tercih ederken bir maçta da 4-4-2 formasyonunu denedi. Maçların çoğunda geriden kısa pasla çıkmaya çalışan bir görüntü çizen takımda tüm maçlarda topla en fazla buluşan oyuncular: Simon Kjaer, Fikayo Tomori, Alessio Romagnoli, Tonali, Krunic ve Bennacer. İkinci bölgede daha çok merkezde pas alışverişi yapıp hücumu bekler aracılığıyla kanatlardan olgunlaştıran Milan’da geçen seneki ana plan da bu şekildeydi.
Milan sete yerleşerek yaptığı sabırlı paslaşma oyununun yanında bazen de Hakan gibi oyun görüşü geniş oyuncuları bularak, beklerin ileri hatta yerleşmesiyle ani şekilde hücum aksiyonu içerisine girebiliyor. İşte bu noktada beklerin hücuma verecekleri katkıyı maksimuma çıkarmak isteyen tecrübeli teknik direktör, takım hücuma çıktığında savunma önündeki iki oyuncudan birini stoperlerin yanına alıp arka hattı güvene alıyor ve rakibin yapacağı geçiş hücumlarında bir sigorta görevi görmesini sağlıyor.
10 yıl sonra devler arenasına dönen ve işleyen bir oyun planı olan Milan’ın işi sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkamazsa bu durum beni pek şaşırtmaz ancak ligde ve Avrupa’da rotasyonu iyi kullanabilirse sezon sonu ilk dört arasında kendisine tekrar yer bulabilir.
Atalanta Yükseliyor!
Geçtiğimiz sezonu şampiyon Inter’in 13 puan gerisinde üçüncü olarak tamamlayan Atalanta, 2018/19 ve 2019/20 sezonlarından sonra 2020/21 sezonunu da en fazla gol atan takım unvanını elinde bulundurarak kapattı. Gian Pierro Gasperini’nin Bergamo ekibine oynattığı pozitif futbol, futbol dünyasına keyifli oyun dışında önemli yetenekleri de sunuyor. Son olarak geçen sezon Juventus’tan kadroya kattıkları Cristian Romero’yu satın alma opsiyonlu şekilde Tottenham’a kiraladılar.
2018/19 sezonunda ligi üçüncü sırada tamamlayarak tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’ne katılan Mavi Siyahlı ekip, devler arenasında kalıcı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Stoper mevkisinden Cristian Romero ve kaleci Pierluigi Gollini’yi (ilk yıl kiralık, yeteri kadar maça çıkarsa 15 M€’ya kalıcı transferi gerçekleşecek) Tottenham’a kiralayan Bergamo ekibi, stoper bölgesi için Juventus’tan Merih Demiral ve Hellas Verona’da iyi bir sezon geçiren Matteo Lovato takviyesi yaptı. Kaleyi ise Udinese’nin 20 yaşındaki başarılı eldiveni Juan Musso’ya emanet edecekler.
Bunların yanında Gian Pierro Gasperini için en acı ayrılık Duvan Zapata gibi duruyor. Henüz kesinleşmese de adı Inter’le anılan Kolombiyalı golcü her an takımdan ayrılabilir. Bu durumda Gasperini’nin Zapata’nın yokluğunu dolduramaması onun adına işleri zorlaştırabilir. Yüksek tempolu ve kusursuza yakın geçiş oyunuyla rakiplerini çaresiz bırakacak noktaya getiren Atalanta’da üç başarılı sezonun sonunda hedef artık şampiyonluk. Bergamo ekibinin oturmuş sistemi ve yapacakları doğru transferler onları bu sene şampiyonluğa ulaştırabilir. Elbette son yıllarda kızışan zirve yarışı içerisinde bu çok kolay değil ancak Atalanta artık bunu başarabilecek oyuna ve tecrübeye sahip bir takım görüntüsü çiziyor.
Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu Gelir Mi?
2020/21 sezonuna henüz yeteri kadar antrenörlük tecrübesi olmayan Andrea Pirlo ile başlayan Juventus alışılmışın dışında bir sezon geçirdi ve kendisini son anda Şampiyonlar Ligi potasının içine attı. Yaşanan bu kötü sezonun ardından oyuncularla da yıldızı barışmayan Pirlo ile yollar ayrıldı ve kapısı çalınan ilk isim ‘Yaşlı Hanım’a son 10 yılda beş şampiyonluk yaşatan ve görev süresinde iki Şampiyonlar Ligi finali oynatan Massimiliano Allegri oldu.
Juventus’taki ilk döneminde Antonio Conte sonrası göreve gelen Allegri, Conte’nin 3-5-2 sisteminin yerine 4-2-3-1 veya 4-3-3 formasyonunu oynatmıştı. Oluşturduğu oyun sisteminde savunma yönü kuvvetli, derin oyun kurucu ve dinamizmiyle takımı rahatlatacak bir orta alan oyuncusuna ihtiyaç duyan Allegri, bu noktadan bakıldığında Juventus’un mevcut merkez rotasyonundan istediği verimi alamayacağını düşünerek ısrarla Manuel Locatelli’nin alınmasını istedi. Bir önceki döneminde Andrea Pirlo, Paul Pogba, Claudio Marchisio, Arthuro Vidal gibi isimleri bu rollerde oynatan 54 yaşındaki çalıştırıcı için Locatelli transferi olmazsa olmazlar arasındaydı.
Roberto De Zerbi’nin Sassuolo’daki agresif, dikine futbol sisteminde hayati öneme sahip olan Locatelli hem 6 hem de 8 pozisyonunda oynayabilen bir oyuncu. İtalyan futbolunda Marco Verratti’den sonra birçok futbolsever tarafından en iyi çok yönlü oyuncu olduğu düşünülen Locatelli, uzun paslarla hücum oyuncularını topla buluşturma ve topla kat etme yeteneği sayesinde Allegri’nin elini oldukça rahatlatacak profilde biri. Bu özelliği Allegri’nin onu önceki sezonunda beraber çalıştığı Pirlo ve Pogba gibi kullanmasını sağlayacaktır.
Takımın genel durumundan memnun olduğu bilinen Allegri, hazırlık maçlarında daha çok 4-3-3 dizilişini kullandı. Hücum anlamında eli epey güçlü olan tecrübeli teknik direktörün sezon devam ettikçe nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Finansal sıkıntıları olmasına rağmen Allegri’nin tecrübesi ve son 10 yılda alınan başarılarla beraber Juventus şampiyonluğun en büyük favorisi konumunda ancak hem yönetim hem de taraftar Serie A şampiyonluğundan ziyade Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu görmek istiyor. Allegri ile oluşturacakları bu yeni yapıyla bunu ne kadar sürede gerçekleştirirler, onu bize zaman gösterecek.
Güneyin Öksüz Çocukları Tekrar Zirve Peşinde
2020/21 sezonunun son haftasına Şampiyonlar Ligi potasında giren Napoli, 38. hafta oynanan Hellas Verona maçında berabere kalması ve Juventus’un aldığı galibiyet sonucu Şampiyonlar Ligi biletinden olmuş ve Avrupa Ligi’nin yolunu tutmuştu. Bu sonuç üzerine Campania ekibi, teknik direktör Gennaro Gattuso ile yollarını ayırdı ve takımın başına son olarak 2018/19 sezonunda Inter’i çalıştıran Luciano Spalletti’yi getirdi.
Genel anlamda kadrosunu koruyarak lige giriş yapacak olan Napoli’de önemli sıkıntılardan biri takımın yıldızı Lorenzo Insigne’nin ayrılma ihtimali. Sözleşmesi 2022 Haziran’ında bitecek olarak Napoli’nin evladı, yeni sözleşme için henüz masaya oturmadı. Insigne’nin olası ayrılığı, sezona ilk dört hedefiyle başlayacak olan Napoli’nin işlerini çıkmaza sokabilir.
Eksik olan sol bek bölgesi için arayışlarını sürdüren Napoli’de, Spalleti’nin istediği Emerson Palmieri ise Lyon’un yolunu tuttu. Bu mevki için diğer seçenekleri değerlendiren Napoli’de adaylardan biri de Getafe’nin 23 yaşındaki sol beki Mathias Olivera. Oyuncuyu satın alma opsiyonuyla kiralamak isteyen Campania ekibinin teklifine Getafe yönetimi pek sıcak bakmıyor.
Savunma bölgesine Roma’dan Juan Jesus takviyesi yapan Maviler, takımın önemli isimlerinden Kostas Manolas’ı takımda tutmak için ikna etmeye çalışıyor. Eğer böyle bir ayrılık gerçekleşirse Juan Jesus’tan sonra stoper bölgesi için bir takviye daha yapmaları gerekecektir.
Spalletti, oynatacağı oyunun temellerinin topsuz oyunda 4-2-3-1 şeklinde olacağını belirten bir açıklama yapmıştı ki geçmiş dönemde de takımlarını sahaya bu şekilde dizdiğini biliyoruz. Ona göre bu şekilde dizilmek topa sahip olunduğunda 4-3-3’e geçiş yapmak için kolaylık sağlıyor. Savunma önünde defansif yönü kuvvetli iki oyuncu kullanan tecrübeli hocanın takımı, sabırlı pas oyunu ile kanatlarda yarattığı alanları kullanarak gol bulmaya çalışıyor.
Kadrosunu koruyan ancak gerekli takviyeleri de henüz yapamayan Napoli’de ilk dört hedefi ne kadar gerçekleşir bilinmez ancak bilinen tek şey Napoli şehrinin şampiyonluğa olan inancının eksilmediği.
Başkent’in Temsiliyeti
Başkentin mavi yakasında Inter’e transfer olan Simone Inzaghi’nin yerine getirilen isim başarılı teknik direktör Maurizio Sarri oldu. Daha önce Napoli ile şampiyonluğun kıyısından dönen ve Chelsea’yle kazandığı UEFA Avrupa Ligi sonrası Juventus ile Serie A şampiyonluğu yaşayan ancak anlaşmazlıklar sonucu ayrılmak durumunda kalan tecrübeli çalıştırıcı geçen sezon ligi beşinci sırada tamamlayan Lazio’yu ilk dört içerisine sokmaya çalışacak.
Ciro Immobile, Sergej Milinkovic-Savic, Manuel Lazzari, Luis Alberto, Francesco Acerbi gibi kilit isimleri takımda tutmayı başaran Lazio, West Ham United’dan Felipe Anderson’u 3 Milyon €’ya kadrosuna kattı. Bunun dışında ezeli rakibi Roma’dan Pedro ve Sarri’nin Napoli’den öğrencisi olan Elseid Hysaj, bedelsiz olarak kadroya eklenen isimler oldu. Gelen isimlerin dışında takımın ana planına dahil olan isimlerden neredeyse kimse şu ana kadar ayrılmış değil. Yalnızca Inter’in Joaquin Correa’ya olan ilgisi Sarri’yi düşündüren etkenlerden biri. Empoli ile oynanacak ligin ilk maçında Correa için “Mental anlamda maça çıkacak kadar yeterli değil.” diyen Sarri, Correa’nın ayrılması durumunda Marcus Thuram veya Lorenzo Insigne’den birinin alınmasını istiyor.
Simone Inzaghi’yle geçen beş sezon boyunca üçlü savunma oynayan Lazio’da dörtlü savunma hattı planı keskin bir geçiş olacak. Sarri’nin baskın ve göze hoş gelen oyununu Lazio’nun bu yeni sisteminde tutup tutmayacağı merak konusu. Her ne kadar beş sezon sonra ezberin dışına çıkılacak olsa da Maurizio Sarri başarılı ve kendisini kanıtlamış bir teknik direktör, dolayısıyla Lazio’nun takımı emanet edebileceği en iyi isimlerden biri. Fakat takıma oynatacağı yeni sistemin karşılık bulmama durumu da ciddi bir ihtimal olarak ortada duruyor. Juventus’ta yaşadığı sıkıntılara benzer şeyler yaşaması durumunda Lazio bu sezonu hedeflediği noktada bitiremeyebilir.
Başkent’in diğer yakasındaysa çalkantılı geçen sezonun ardından Roma yönetimi Paulo Fonseca’yla yollarını ayırdı ve Jose Mourinho ile anlaşmaya vardı. Roma’nın içinde bulunduğu mali sıkıntılar, Mourinho’nun istediği şekliyle bir transfer dönemi geçirmelerine mani oldu. Finansal sıkıntılara rağmen Roma, transfere harcadığı 97,75 mil. € ile Serie A takımları arasında en fazla harcama yapan kulüp konumunda.
Görünüşe göre 4-2-3-1 sistemini uygulayacak olan Portekizli taktisyenin, bu kalabalık kadrodan doğru tercihleri yapması biraz karmaşık duruyor. Zira Giallorossi’nin başını en fazla ağrıtan durum yüksek maaş yükü olan oyunculardan tam anlamıyla kurtulamaması. Javier Pastore, Steven Nzonzi, Federico Fazio gibi isimlerden kurtulmak isteyen Roma, bunu henüz gerçekleştirebilmiş değil. Dolayısıyla Roma’nın neredeyse 40 kişilik geniş kadrosu Mourinho’nun canını en fazla sıkan etkenlerin başında geliyor.
Kaleyi Pau Lopez yerine Wolverhampton Wanderers’tan alınan Rui Patricio ile güçlendiren Mourinho, savunmayı Manchester United’dan öğrencisi olan Chris Smalling ve Gianluca Mancini tandemine emanet edecek. Sol bek mevkiinde EURO 2020’de talihsiz şekilde sakatlanan ve devre arasına kadar takıma katılması mümkün görünmeyen Leonardo Spinazzola yerine Palmeiras’tan transfer edilen 23 yaşındaki Matias Vina’yı kullanacağını gösteriyor. Bu durum genç oyuncu için kendisini kanıtlama fırsatı olabilir.
Edin Dzeko’nun takımdan ayrılmasından sonra o bölgeye Eldor Shomurodov ve Tammy Abraham transferi yapan Roma’da, hücum hattı Nicolo Zaniolo ve Lorenzo Pellegrini’nin dönmesiyle ciddi tehdit oluşturur nitelikte. Rotasyondaki genç oyuncuların kalitesi Mourinho’nun ve Roma’nın elini rahatlatacak gibi görünüyor ki Mourinho da burada ortaya koyacağı projenin uzun vadeli olacağını dile getirmişti.
Hiç şüphesiz ki Roma’nın hedefi ilk dörtte yer alıp Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edebilmek. Mourinho’nun oluşturduğu yapı bunu vadedecek kalitede olsa da işleri hiç kolay değil.
Ve Garip Kont… (Mor Menekşeler)
Çok uzun zamandır eski günlerini mumla arayan ve geçen sezonu düşme hattının yedi puan önünde 14. sırada bitiren Fiorentina, benim kontenjanımdan yazıya dâhil oldu. Sezon başında Vincenzo Italiano ile anlaşan Mor Menekşeler, alt sıralardan kurtulup tırmanmak istiyor ancak bu pek de kolay olacağa benzemiyor.
German Pezzella’nın Real Betis’e transferine mani olamayan Fiorentina, Nikola Milenkovic ile 2023 yılına kadar geçerli yeni bir sözleşme imzaladı. Pezzella’nın ayrılışı sonrası stoper bölgesine SPAL’dan 23 yaşındaki Brezilyalı Igor’u transfer eden Menekşeler’de Vincenzo Italiano en uygun tandemi oluşturmak zorunda.
Takımın en değerli oyuncusu hiç şüphesiz ki Dusan Vlahovic. Geçen sezon 37 lig maçında 21 gol 2 asistlik katkı veren Sırp forvete Avrupa’nın devleri talip olmuş durumda ve her an takımdan ayrılabilir ki Atletico Madrid’in oyuncu için 70 milyon €’yu gözden çıkardığı konuşuluyor. Dusan Vlahovic’in olası ayrılığı durumundaysa yerine düşünülen isim Everton’ın forveti Moise Kean. Geçen sezonu PSG’de kiralık olarak geçiren Fildişi Sahili asıllı İtalyan golcü toplam 40 maçta 17 gole imza attı.
Eski günlerine dönmeye çalışan Fiorentina’nın kat etmesi gereken daha çok yolu var. Bu sezon da ligi ilk 10 içerisinde bitirmeleri zor görünüyor. Ancak ilerleyen zamanlarda ayakları yere basan projelerle hareket edebilirlerse ligin zirvesine doğru tekrar bir yolculuğa çıkabilirler.
Saha içindeki taktik çarpışmanın en fazla olduğu liglerin başında gelen, üstelik teknik direktör kalitesinin son zamanlarda hiç olmadığı kadar zenginleştiği ve taraftarsız geçen 1,5 sezonun ardından %50 kapasiteyle sezonu açacak olan Serie A’da, bizi büyük çekişmelerin yaşanacağı bir sezon bekliyor. Şampiyonlar Ligi mücadelesi için ilk dört çekişmesinin geçen seneyi aratmayacağını düşündüğüm ligde, şampiyonluk düğümü de son haftaya kadar çözülemeyebilir.