Avrupa futbolunun bir numaralı kupasında final zamanı geldi çattı. Premier Lig ve FA Cup zaferleriyle İstanbul’a gelen Manchester City ile Inzaghi önderliğinde sezonun sürprizlerinden birine imza atan Inter karşı karşıya gelecek. Tarihte ikinci kez Türkiye’de düzenlenen bu büyük finali her şeyiyle değerlendireceğiz.
Finale Nasıl Geliyorlar?
Manchester City
Finalin favorisi City İstanbul’a oldukça motive geliyor. Sezonun yaklaşık üçte ikilik kısmını geride götürmelerine rağmen Premier Lig’i kazanmayı başardılar. Aynı zamanda FA Cup’ı da ezeli rakiplerine karşı 2-1 kazanarak müzelerine götürdüler. Şimdi Manchester’ın mavi yakası için tarihi bir fırsat var: bugüne kadar az sayıda takımın yapabildiği ‘’treble’’ı (üçleme) yapmak. Pep Guardiola 2008-09 sezonunda Barcelona’nın başındayken bunu başarmıştı. İkincisine de yakın gözüküyor. Elbette yakın olmalarının çokça sebebi var.
Son yıllarda 4-3-3 ağırlıklı dizilişlerle sahaya çıkan Guardiola, sezon ortasında taktiksel değişiklikler yaptı. Geçmiş yıllarda denediği üçlü savunma kurgusunu yeniden hayata geçirdi. 3-2-4-1 yerleşimiyle hücumda güç kazandılar ama aynı zamanda savunmada da daha iyi hale geldiler. Öne çıkan hamlelerinden biri Stones’un orta sahaya monte edilmesiydi. Pas ve fizik kalitesiyle orta alana güç kattı, böylelikle City’e karşı geçiş hücumu yapmak daha zorlaştı. Keza İlkay Gündoğan’ın De Bruyne ile birlikte kaleye daha yakın oynamaya başlaması, oyun içinde zaten ceza sahası koşuları atıyordu ama bu tercihle daha da sık yer almaya başladı, hücuma zenginlik kattı. Grealish’in sol kanattaki performansı yükselişe geçti. Sağda formayı genelde bırakmayan Bernardo Silva da savunma katkısıyla riskleri azaltıyor. Haaland’ı ise anlatmaya gerek yok sanırım, neredeyse her özelliği çok iyi olan Norveçli yıldız rüya gibi bir başlangıç yaptı City kariyerine. Kalitenin ustaca bir taktiksel yaklaşımla birleşiminden ortaya hayranlıkla seyredilen Manchester City çıktı.
Böyle kaliteli takımları belirtirken genelde mental olarak da çok iyi olduklarını görürüz. Aslında City’nin senelerdir en çok eleştiri aldığı konu bu. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde kritik anlarda yaşadıkları düşüşler çokça eleştirildi. Geçen seneki Real Madrid serisi, Chelsea finali, pandemideki Lyon maçı gibi birçok örnek var. Bu sezon yarı finaldeki Real Madrid eşleşmesini de değerlendirdiğim yazdığımda mental olarak nasıl tepki vereceklerinin kritik olduğunu söylemiştim. Santiago Barnebau’da bu bağlamda iyi iş çıkarttıklarını düşünüyorum, Etihad’daki maçı konuşmaya gerek yok sanırım. Bence Guardiola döneminin hem taktiksel hem de mental anlamda en güçlü takımı geliyor İstanbul’a. Rakiplerine karşı favori görmemin sebebi bunlar ama Inter’in de peri masalını tamamlaması için çok sebebi var.
Inter
Şampiyonlar Ligi grupları belli olduğunda kimse ‘’Inter final oynayacak.’’ dememiştir muhtemelen. Sezondaki fazlaca iniş çıkışa rağmen Simone Inzaghi ve öğrencileri önemli bir hikaye yazıyorlar. Serie A’da sezon sonuna doğru form buldular ama gerçek şu ki Inzaghi sezonun büyük bölümünü baskı altında geçirdi. Hatta onu koltukta tutan da finale uzanan yolculuğu oldu. Hocanın ve oyuncuların kayda değer gelişimiyle Inter devlere kafa tutabildi.
Inter’i değerlendirirken vurgulamamız gereken önemli konulardan biri oyunculardaki gelişim. Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan 5. Türk oyuncu olan Hakan Çalhanoğlu takımda bu anlamda en öne çıkan isim. (Kazanırsa kupayı kazanan ilk Türk oyuncu olacak. Aynı durum Manchester City kaptanı İlkay Gündoğan için de geçerli.) Kariyerinde genellikle 8-10 karakterli bir orta saha gibi oynadı ama şimdilerde Avrupa’nın en iyi 6 numaralarından biri. Oyun kurulumunda daha geriye yaklaşmasıyla ve yüksek yüzdeli isabetli paslarıyla Inter oyun sisteminin önemli parçalarından birisi oldu. Keza Dimarco, Barella da bu konuya iyi örnek olabilir. Şampiyonlar Ligi’ndeki ekstra performansları ve taktiksel yaklaşımları ayrıca övülesi. Bayern Münih ve Barcelona’nın yer aldığı gruptan çıkmışlardı, Barcelona’dan iki maçta aldıkları 4 puan ikinciliği getirmişti. (Özellikle Spotify Camp Nou’daki maçta Barça’nın topu Inter ceza sahasına taşımakta zorlandığını hatırlayacaksınızdır.) İki maçtaki taktik anlayış da benzerdi. Inter derinde bekledi, hızlı hücumlarla ve bazen Lukaku/Dzeko-Lautaro’ya giden uzun toplarla goller buldu. Porto ve Benfica serileri de nispeten böyle geçti. Manchester City’nin antitezini oynayacak olmaları finaldeki şanslarını arttırıyor. Ayrıca belirttiğim üzere City tarzındaki takımlarla sıkça karşılaştı Inter. Son olarak kadroda Şampiyonlar Ligi kazanmış biri olmasa da başka seviyelerde(özellikle uluslararası kupalarda) kupa kaldıran, final oynayan isimler var. Dolayısıyla bu finale en az City kadar motive geleceklerini düşünüyorum. Peki tüm bu değerlendirmeler ışığında finalden ne beklemeliyiz?
Olası Final Senaryoları
İki takımın taktiksel olarak ne yaptığından bahsettik. Çok uçuk bir şey olmadığı sürece top Manchester City’de daha çok kalacaktır. Inter’in de yine derinde bekleyip kontra kovalaması olası. İki ‘’üçlü’’ savunma takımını karşı karşıya getiren mücadelelerde genellikle birebir eşleşmeler öne çıkar. (Her ne kadar Guardiola’nın üçlüsü aslında hücum yerleşimini temsil etse de.) Haaland’ın rakip savunma tarafından nasıl karşılanacağı en önemli konu. Bu dün Inzaghi’ye sorulduğunda şu cevabı verdi:
“Manchester City’nin ne kadar güçlü bir takım olduğunu biliyoruz. Haaland ile daha da güçlü durumdalar. Tabii ki kendisi çok önemli bir oyuncu. Bizim savunma oyuncularımız sadece ona odaklanmayacak. Takım halinde savunma yapacağız.’’ [1]
Haaland konusu Ancelotti’ye de sorulduğunda benzer şeyleri söyledi. Rüdiger’in Norveçli yıldıza yaptığı yoğun baskı herkesin malumu. Haaland’ın performansını özel kılan şey City’nin toplu oyununda De Bruyne, Rodri, İlkay Gündoğan kadar etkili olmaması. Haaland’ın topa çok az değip hat-trick yaptığı maçlar var. Dolayısıyla Inter’in 90 dakika boyunca savunma konsantrasyonunu kaybetmemesi gerekiyor. Ayrıca Onana’nın finalde öne çıkan oyunculardan biri olacağını düşünüyorum. Özellikle Milan serisinde önemli kurtarışlar yaptı. Finalde de bunu devam ettirecektir.
Hakan Çalhanoğlu – Barella – Brozovic orta saha hattıyla çıkacağını düşünüyorum Inzaghi’nin. Hakan’ın geriden top çıkarmaya çalışırken karşılacağı olası baskıdan nasıl kaçacağı, City savunmasının Barella’nın ceza sahası koşularını ne kadar durduracağı çok önemli. Bayern Münih gibi bir takıma karşı 3-0’lık maçta yaptıkları geçiş savunmasını izlerken hayran kalmıştım. Öyle bir performansa ihtiyaçları olacak bu akşam. Rodri ve John Stones ikilisine bu bağlamda çok iş düşecek. Stones’un getirdiği fizik avantaj City için artı. Öte yandan Inter’in iki kanat bekin performansı göründüğünden daha da önem arz edecek. Dumfries ve (bence ilk 11 olacak) Dimarco’nun hücumda genişleyen City’nin kenarlarını nasıl durduracağı önemli. Lautaro-Dzeko ikilisinin başladığı senaryoda da onlara gidecek uzun toplardan fırsatlar çıkarması gerekecek Inter’in. Özellikle belirtmek istediğim şeylerden biri de mental olarak nasıl olacakları. Az çok bahsetsek de CL gibi önemli finallerde bu hususun etkisi daha da artıyor. Manchester City’nin Inter ceza sahasına topu getiremediğinde ya da Inter’in City tarafından yoğun baskı yediğinde nasıl tepkiler vereceği, ayrıca skor değiştiği durumda nasıl tepkiler oluşacağı gibi bir sürü şey söz konusu. İki takım da bu konuda iddialı bence ama finaller her şeye gebedir.
Skor tahminim 3-1 Manchester City’nin kazanacağı yönünde fakat futbol çok değişkenli bir spor. O anda olan herhangi bir şey maçın kaderini etkileyebilir az önceki kısımda söylediğim üzere. Benim bahsettiklerim sadece bu zamana kadar olan şeyler üzerinden bir tahmindi. Belki Pep 2021 finalindeki gibi bir ‘’overthink’’ yapacak, belki de Inzaghi bambaşka şeyler deneyecek kim bilir?
Bu finalin ülkemizde oynanmasından çok mutlu olduğumu da belirtmeden bitirmek istemiyorum yazıyı. Aynı zamanda İlkay Gündoğan ya da Hakan Çalhanoğlu’ndan biri bu gece Şampiyonlar Ligi’ni kazanan ilk Türk oyuncu olacak, hem de Türkiye’de oynanan bir finalde. (Çok güzel bir detay.) Umarım bu final bittiğinde en az 2005 kadar güzel hatırlanır diyeceğim ama o çok özel bir finaldi. 18 sene sonra yine İstanbul’daki bir finalde kazanan kim olursa olsun müthiş bir hikaye yazmış olacak. İki takıma da başarılar.