“His whole life was a one million-to-one shot.”*
2019 yılı tamamlanıp, 2020 yılına adım attığımız tarihlerde hiçbirimiz birkaç ay içerisinde olacaklardan haberdar değildik. Ocak ayının ortasında duyulmaya başlayan ve başta çok da ciddiye almadığımız, daha sonrasında hayatımızın tam ortasına yerleşen ve hayatımızı baştan ayağa değiştiren Covid-19 adlı hastalığın, bütün spor anlatısını ve sporun düzenleniş biçimini değiştirmeye başladığını fark ettiğimizde takvim yaprakları 2020 yılının ilkbahar aylarını göstermekteydi. Formula 1 2020 sezonunun başlangıcı, işte bu salgın hastalık sebebiyle belirsiz bir süreyle ertelendiğinde ise bu sporun izleyicileri olan biz, bu sporun geleceği hakkında oldukça karamsar tablolar çizmekteydik.
Normal koşullarda 2021 yılında başlayacak olan Formula 1’in yeni çağının, bu ‘yeni normal’ sebebiyle 2022 sezonuna ertelendiği haberi duyulduğunda dijital takvimlerimiz 2020 yılının Mayıs ayında idi. 2014 yılında başlamış olan -turbo hibrit çağı olarak adlandırılan- Formula 1’nin mevcut dönemi, Mercedes AMG Petronas F1 takımının inanılmaz dominasyonu ile devam etmekte ve bu durum birçok sporseverin spordan yavaş yavaş uzaklaşmasına sebep olmaktaydı. İşte tam bu nedenle, yeni çağın bir yıl daha ertelenmiş olması herkeste bir hayal kırıklığı yarattı dersek yanlış olmayacaktır. Fakat, mecburen alınmış olan bu kararın tarihin en epik sezonlarından biri olan Formula 1 2021 sezonuna önayak olmuş olması, kaderin cilvesinden başka bir şey değildi. Bir başka deyişle, bu olay bir “stormbringer” idi.
Her manasıyla olağan dışı geçecek olan 2021 sezonu yine olağan olmayan bir şekilde, hayatımıza iyiden iyiye yerleşmiş olan pandeminin gölgesinde, her zamanki yerinde ve tarihinde değil; Arap Yarımadası’nda, Bahreyn’de düzenlenen kış testleri ile başladı. 2021 yılı yarış takvimi tarihte görülmemiş, 22 yarışlık bir uzunluğa sahip olacaktı. Sezon başı itibariyle ‘The Usual Suspect’ şampiyonluk adayı Mercedes olarak görülmekteyken Formula 1’in 2009-2013 yıllarına damga vurmuş olan Red Bull Racing Honda takımı 2021 sezonunda iddialı olabileceğini kış testlerinde biz izleyenlere hissettirdi. Bu, yaklaşan fırtınanın habercisiydi.
2015 yılında Formula 1’e Scuderia Toro Rosso -şu anki Scuderia Alpha Tauri- takımı ile adım atan genç yıldız adayı Max Verstappen, 2016 yılında Red Bull Racing takımına terfi ettirildiğinde biz izleyenler Super Max’e hayranlık duymaya ve kariyer gelişimini dikkatle takip etmeye başlamıştık bile. Kariyeri eski bir Formula 1 pilotu olan babası Jos Verstappen’in gölgesinde başlayan Max, 2021 yılına kadarki 5 Red Bull sezonunda saf yeteneğini onlarca kez kanıtlamış fakat grid’deki diğer pilotlarla yaşadığı birtakım kavgalar, agresif sürüşü nedeniyle karıştığı kazalar ve oldukça aykırı karakteri sebebiyle tam olarak bir rol modeli, bir mit haline dönüşememişti. Aynı günlerde tarihin en büyüğü tartışmasında Michael Schumacher ile eş görülen, tarihin istatistik olarak en büyüğü olan Lewis Hamilton ise Max’in aksine hem pist üzerinde hem de pist dışında çizdiği profil açısından bir rol modeliydi.
1976 yılında vizyona giren ve spor sinemacılığı konusunda çığır açmış olan Rocky serisinin ilk filminde yönetmen John Avildsen, Philadelphia’nın bir kenar mahallesinde yaşayan ve oldukça sorunlu bir karaktere sahip olan amatör boksör Rocky Balboa -gerçek adıyla Rocky Marciano- ile uzun yıllardır Amerika’nın en iyi ağır sıklet boksörü olan Apollo Creed’in uzun rauntlar süren ağır sıklet boks maçını anlatır. Anlatının destansılığını filmi her izlediğinizde fark edersiniz. Creed Amerikan Rüyası’nın rol modeli iken, Balboa ise problem yaratmakta bir ustadır. Bu açıdan baktığımızda, Max Verstappen ile Lewis Hamilton’ın 2021 sezonunda bize izlettiği mücadeleyi bu ağır sıklet boks unvan maçına benzetebiliriz. Lakabı Hollanda Aslanı olan genç Max Verstappen ile İtalyan Aygırı Rocky Balboa’yı, Dans Eden Yok Edici Apollo Creed ile Sir Lewis Hamilton’ı bu anlatının benzer kahramanları olarak konumlandırmak yanlış olmaz.
Filmin son yarım saatinde ring üzerindeki mücadeleyi izlerken, Creed ve Balboa’nın birbirine karşı bir türlü üstünlük kuramadığını görürüz. Her raunt başka bir taraf üstün görünür; yönetmen bu maçın berabere biteceği imajını seyirciye geçirmektedir. 2021 Formula 1 sezonunda ise sezonun genelinde Max Verstappen lider görünse de Lewis Hamilton “Bir şampiyonun kalbini asla hafife almayın” dercesine bir türlü sezonun kopmasına ve genç yıldızın şampiyonluğunu ilan etmesine izin vermez. Maçın 15. ve son raundunun öncesinde Rocky, şişen gözünün üstüne bir çizik atılarak toplanan kanın boşaltılmasını ister. Bu sahne, spor filmi senaristliğinin zirve anlarından biridir. 2021 Formula 1 sezonunun sondan önceki yarışı olan Suudi Arabistan Grand Prix’inde ise Max Verstappen, kendisinden yarış sırasında pist üstünde geçtiği Lewis Hamilton’a yerini geri vermesi istendiğinde rakibiyle çarpışmayı göze alıp düzlük üstünde fren testi yapar ve en büyük rakibiyle çarpışır. Bu olay, spor tarihinin en ikonik anlarından biri olarak tarihe not düşülecektir.
Apollo Creed ile Rocky Balboa arasındaki ağır sıklet boks maçı 15. rauntta sona erer. Mücadelenin sonucu hakemlerin bölünmüş kararıyla verilir: Tıpkı 2021 Formula 1 sezonunun son yarışı olan Abu Dhabi Grand Prix’inde dünya şampiyonunu belirleyen kararın yarış direktörü Michael Masi’nin eliyle verilmesi gibi. Aradaki fark, filmde zafere ‘iyi’ karakter Creed ulaşırken Formula 1’de zafere ‘kötü’ karakter olan Max Verstappen’in ulaşmış olmasıdır.
Max Verstappen’in Formula 1 tarihinin 34. şampiyonu olarak adını tarihin altın sayfalarına yazdırdığı, her anlamda destansı ve olağan dışı Formula 1 2021 sezonu geride kalırken tarihin en görkemli mücadelelerinden birine tanık olmanın keyfini yaşıyoruz. 1976 yılında sinema salonunda Rocky’i izleyebilmiş şanslı insanların da muhtemelen böyle bir anlatının parçası oldukları için bizim 12 Aralık 2021 akşamında hissetmiş olduğumuz duyguların benzerini hissetmiş olduğunu düşünüyoruz. En azından böyle hayal ediyoruz. Bize yaşattıkları her an için bu dört gladyatöre tekrar şükranlarımızı sunuyor ve sezon boyunca bizimle bu heyecana ortak olan okuyucu ve dinleyicilerimize teşekkürlerimizi bu yazı vasıtasıyla iletiyoruz. 2021 Haziran’ında “Sporun Yeni Medyası” sloganıyla yola çıkan Volante Dergi ve Volante Dergi Formula 1 ekibi olarak 2022 yılında başlayacak olan Formula 1’in yeni döneminin bize bu mücadeleleri daha çok izletebilmesi ümidiyle kepenkleri bir süreliğine indiriyoruz.
Bu yazı, ne olursa olsun bütün hayatını milyonda birlik ihtimalin peşinden koşarak geçiren bizler için…
*:“Bütün hayatı milyonda birlik bir atıştan ibaretti.” -Rocky, 1976.