Beril Böcekler: “Türkiye’den destekleyen herkesin sesini kalbimde hissediyor olacağım” | Röportaj

Yazar: Başak Muzik

Tarihimizde ilk kez, yüzme branşında bu kadar genç bir kadro ile olimpiyatlara katılıyoruz. Bu kafilenin en önemli isimlerinden biri, ENKA Spor Kulübü’nün “Rekor Makinesi” olarak adlandırdığı Beril Böcekler. Beril, genç yaşına rağmen şimdiden kariyerine bir sürü rekor sığdırdı.

Ülkemizi 400 ve 4×200 metre serbest yarışlarında temsil edecek olan Beril’in yüzme serüvenini kendisinden dinledik.

-En başa dönelim. Yüzmeye olan ilgin nasıl başladı ve profesyonelliğe geçiş sürecinden bahsedebilir misin?

Yüzmeye, her insan gibi, öğrenme amacıyla başladığımı söyleyebilirim. Olası bir duruma karşı oluşabilecek tehlikeler üzerine yüzmeyi öğrenmeyle başladım. Havuza ilk girişimde boğulma tehlikesi yaşadım ama bir şekilde kendi kendime kurtulmayı başardım. Bu olaydan sonra gelecek vadeden bir sporcu olabileceğim anlaşılmıştı. Profesyonelleşme dönemimde ise ilk Türkiye Şampiyonluğu’mu 50 ve 100 metre serbest stilde almış olmama rağmen şu an orta ve uzun mesafe yüzüyorum.

-6 yaşında yaşadığın boğulma tehlikesi sonrası yüzmeye bakış açın nasıl değişti, nasıl senin için bir yaşam tarzı haline geldi?

İlk boğulma tehlikemden sonra yüzmeye karşı bir korkum oluşmamıştı. Sanki hiç boğulmamış gibi yüzme öğrenmeye devam ettim. Yavaş yavaş da profesyonellik yolunda ilerledim.

-Geçtiğimiz günlerde UCLA’e kabul aldın, öncelikle tebrik ederim. Öğrenim hayatınla spor hayatını birbirine nasıl entegre ediyorsun?

Türkiye’de eğitim ile sporu bir arada götürmek kolay bir iş değil. İkisini beraber yürütürken zorluk çektiğim zamanlar oldu fakat o kadar yıl emek verip yüzdükten sonra yüzmeyi ve geleceğim için önemli olan eğitimimi öylece bırakamazdım. Bu zorlu süreçte ailem, arkadaşlarım, öğretmenlerim ve antrenörlerim bana çok yardımcı oldular. Onlara da desteklerinden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.

-2020 Mart ayından beri karantinadayız. Bu 1.5 yıllık süreç genel anlamda sporcuları olumsuz etkiledi. Bu süreci nasıl yönettin?

Ben sadece iki ay boyunca evde kaldım. O süre zarfı boyunca kendimle vakit geçirme zamanı buldum. Kafamı toparlamaya çalışıp gelecekteki hedeflerime odaklanmaya çalıştım. İki ay sonunda suya ilk girdiğimde hayatımda hiç böyle bir his yaşamamıştım. İlk defa bu kadar uzun süre sudan uzak kalmıştım. İlk antrenmanlarımız başladığında gerçekten önümde zorlu bir yol olduğunu biliyordum. Elimden geldiğince antrenman eksiğimi kapatmaya çalıştım. Ülkemizin bize sağladığı antrenman izinleri sayesinde eksiklerimizi kapatarak sezonu, diğer ülkelere kıyasla başarılı bir şekilde geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz.

-Olimpiyat Oyunları’ndaki bir yıllık erteleme seni etkiledi mi? Senin gibi genç bir sporcu için 2020 Tokyo Olimpiyatları’na bir yaş daha büyümüş olarak katılmak sana pozitif olarak yansıdı mı?

Beni negatif etkiledi diyebilirim çünkü belli bir şekilde yürüttüğüm bir tempom vardı fakat sağlık her zaman önce gelir. Öte yandan psikolojik açıdan yorulmuştum, bu sayede dinlenmek için fırsat buldum. Olimpiyatların ertelenmesinin pozitif etkisi olarak bunu söyleyebilirim.

-Olimpiyat Oyunları hazırlıkları ile normal şampiyona hazırlıklarının arasında nasıl bir fark var?

Olimpiyat, bir sporcunun kariyerinde görüp görebileceği en yüksek basamak. Daha ötesi yok. Bir aşağısı da Dünya Şampiyonaları’dır. 4 yılda bir olan Olimpiyat Oyunları’na katılmak ve Olimpik sporcu unvanını almak gerçekten tarif edilemez bir duygu. Doğal olarak bu sürece hazırlanmak kolay değil. Sosyal hayatınıza ayırdığınız zamanın büyük bir kısmını antrenmanlara vermek zorunda kalabiliyorsunuz.

-2020 Tokyo Olimpiyatları’nda ülkemizi 400 ve 4×200 metre serbest yarışlarında temsil edeceksin. Olimpiyat barajını aştığın an neler hissettin?

Tarif edilemez bir duygu. O an inanamamıştım, rüyada gibiydim. Türkiye’yi temsil etmek, bayrağımızı diğer ülkelerin gözünde yüceltmek, gerçekten inanılmazdı. Gözyaşlarımı tutamamıştım.

-Olimpiyat kotası aldığında tribündeki arkadaşlarının desteğinin seni etkilediğinden bahsetmiştin, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları seyircisiz düzenlenecek ve daha kısıtlı bir atmosfer olacak. Bu bir sporcuyu nasıl etkiliyor?

Tabii ki de oradaki en büyük destekçiniz takımınız oluyor. Ben biliyorum ki Türkiye’den destekleyen herkesin sesini depar taşına çıktığımda kalbimde hissediyor olacağım. Yaşınız büyüdükçe tecrübeleriniz artıyor ve zorluklarla başa çıkmayı öğreniyorsunuz. Hayal edebilmek ve düşünüp hissetmek çok önemli.

Photo by Pascal Della Zuana/Icon Sport via Getty Images

-Genç yaşına rağmen kırdığın birçok rekor var. Geçtiğimiz sene düzenlenen Camille Muffat Golden Tour 400 metrede üç olimpiyat şampiyonluğu bulunan Katinka Hosszu’yu geride bırakarak Türkiye rekoruyla birinciliği elde etmiştin. Bu başarıların senin için anlamı nedir?

Kariyerim adına büyük bir başarıydı. Orada birinci oldum ve bitti. Önüme bakıp daha iyileri için savaşmam lazım.

Aslında ne zaman düştüğümü hissetsem bu başarı, beni ayağa kaldırıp kuvvetlendirecek bir motivasyon kaynağı oluyor. Başarılarınız, sizin destekçinizdir; kötü bir derece yaptığınızda size kim olduğunuzu hatırlatan, o zorluğu başardığınızı ve bunu da başaracağınıza dair sizi inandıran bir rehber olur.

-Genç yaşında bu tür deneyimli sporcularla aynı atmosferde bulunmak senin için ne ifade ediyor? Seni heyecanlandırıyor mu ve duygu yönetimini nasıl sağlıyorsun?

Eskiden çok heyecanlanırdım. Tecrübe dediğimiz şey bu noktada devreye giriyor. Gittiğiniz yarışlar arttıkça; o atmosferi, o heyecanı ve o duyguları tatmanızla paralel ölçüde kendinizi bir o kadar da geliştirmiş oluyorsunuz. Tabii şunu da unutmamak lazım tecrübenin bir sınırı yoktur. Ne kadar çok deneyim edinirseniz size katkısı o kadar çok olur.

-Son yıllarda milli sporcuların ön plana çıkmasıyla yüzmeye olan ilgi arttı. Turkcell de ülkemizde bu sporun en büyük sponsorlarından biri. Bu destek sence ne kadar önemli?

Turkcell’in sponsorumuz olması çok büyük gurur. İletişim anlamında yurtdışında ailemizden, akrabalarımızdan ve arkadaşlarımızdan uzak kalıyoruz. Turkcell’e desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

-Son olarak, 2019 yılında verdiğin bir röportajda ana hedefinin 2024 Paris Olimpiyat Oyunları olduğunu söylemiştin fakat son dönemde senin adına beklentiler iyice arttı. 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları ve sonrası için hedeflerin neler?

Önümde İslam Oyunları, Avrupa ve Dünya Şampiyonaları var. 2024’ü beklerken bu yarışlara hazırlanarak kendimi test etmek istiyorum. Üniversite için Amerika’ya gideceğim. Yeni bir hayat, yeni maceralar beni bekliyor.

Bu yazılar da hoşunuza gidebilir

Yorum Yap