Genç yaşına rağmen Toro Rosso ile çıktığı ilk Formula 1 yarışından itibaren Max, gridin esaslı sahiplerinden olmayı başardı. Hızı, tutkusu, cesareti ve agresifliğiyle daha çocukken bile büyük başarılar elde edeceği belliydi. Ama henüz 24’ünde olan bu pilot, kariyer basamaklarını nasıl bu kadar hızlı bir şekilde tırmandı ve ikinci kez dünya şampiyonu oldu? Gelin, Hollanda Aslanının henüz başında ve başarılarla dolu kariyerine birlikte göz atalım.
Yarış pistindeki ilk yılları
Max Emilian Verstappen, 30 Eylül 1997’de Belçika’da dünyaya geldi. Formula 1 pilotu Jos Verstappen ve karting yarışçısı Sophie Kumpen’in oğlu olan Max, karting kariyerine dört yaşında Belçika’nın Limburg kentinde ‘’Mini Junior’’ şampiyonasında yarışarak başladı. Babası ve annesinden ötürü çifte vatandaşlığa sahip olan pilot, dünyanın dört bir yanında onu takip eden ‘’Orange Army’’den de anlaşılacağı üzere, profesyonel kariyerinde Hollanda adına yarışmayı seçti. 2010’da uluslararası karting arenasında boy göstererek ilk ciddi yarış deneyimini yaşadı. Devamında KF3 Dünya Kupası serisini, ileride kendisinin Red Bull’da takım arkadaşı olacak Taylandlı pilot Alexander Albon’un arkasında ikinci sırada tamamladı.
Verstappen’in etkileyici karting kariyeri ona daha büyük ve ciddi işleri beraberinde getirdi. 2013’te tek koltuklu araçlara geçiş yapan Hollanda Aslanı, bir yarış otomobilindeki ilk deneyimini Galler’de Hollanda takımı Manor MP Motorsport ile yaşadı. Bir yıl sonra Max, Florida Kış Serisinde yarışlara katıldı ve ilk zaferini Palm Beach Uluslararası Yarış Pisti’nde, ikinci yarış hafta sonunda elde etti.
Devamında VAR takımı adına FIA Avrupa Formula 3 Şampiyonası’nda yarıştıktan ve ilk sezonunu üçüncü sırada bitirdikten sonra kendisini, onun bu istikrarlı performansından etkilenmiş olacak ki, Red Bull aradı.
RB Junior takımı ve en genç tam zamanlı sürücü
Verstappen, Ağustos 2014’te bir Formula Renault 3.5 aracını test ettikten sonra Red Bull Junior takımına katıldı. (ayrıca bu süreçte Mercedes’ten gelen bir teklifi de geri çevirdi.) 2014 Japonya GP’deki cuma günkü ilk antrenman seansına katılan Hollandalı, herhangi bir GP hafta sonuna katılan en genç sürücü oldu. Devamında bir F1 aracında koltuk bulması uzun sürmedi ve 2015 Avustralya GP’de, henüz 17 yıl ve 166 günlükken, Jaime Alguersuari’nin mevcut rekorunu neredeyse iki yıl gençleştirerek bir Formula 1 yarışına başlayan en genç sürücü oldu. İlk yarışında Verstappen puan alabilecek bir pozisyonda iken motor arızası nedeniyle yarıştan çekilmek zorunda kaldı. İlk puanlarını bir sonraki GP olan Malezya’da, yarışı yedinci sırada tamamlayarak aldı. Bu onu 17 yaş ve 180 günlükken (henüz resmi ehliyet alma yaşı olan 18’e dahi girmemişken) Formula 1 tarihinde puan kazanan en genç sürücü yaptı. Sezonun altıncı yarışı olan Monako GP’de Grosjean ile geçirdiği kaza onun beş sıra grid cezası almasına neden oldu ve agresif sürüş tarzı sebebiyle dönemin Williams sürücüsü Felipe Massa tarafından “tehlikeli pilot” olarak damgalandı. Yine de Verstappen bunun kendisini etkilemesine izin vermedi ve ABD GP’de o zamana kadarki en yüksek derecesi olan 4.lüğü elde etti.
Verimli geçirdiği 2015 yılıyla birlikte Verstappen, FIA sezon sonrası töreninde üç farklı kategoride ödül aldı: Belçika GP’de Blanchimont’ta dışarıdan gelerek Felipe Nasr’ı geçtiği için Yılın Aksiyonu, sezon genelinde gösterdiği iyi performans sayesinde Yılın Çaylağı ve Yılın Kişiliği.
Red Bull takımından gelen çağrı
Toro Rosso’da ikinci sezonu için Carlos Sainz ile takım arkadaşı olan Verstappen, Red Bull takımından teklif gelmeden önce takım için sadece dört yarış tamamladı. Daniil Kvyat’ın performansından memnun olmayan Milton Keynes merkezli takım, Verstappen’i Red Bull’un ana takımına terfi ettirirken, Kvyat’ı da İspanya GP için Toro Rosso’ya gönderdi.
Verstappen, Red Bull için çıktığı ilk sıralama turlarında dördüncü oldu. Yarış başladığında Hollandalı pilot, Lewis Hamilton ve Nico Rosberg’in ilk turda yaşadığı o unutulmaz kaza ile kendisini takım arkadaşı Daniel Ricciardo’nun arkasında ikinci sırada buldu. Yarış boyunca lastiklerini iyi koruyamayarak dört kez pit stop yapmak zorunda kalan Ricciardo’ya karşı yarışı iki pit stop stratejisi ile tamamlayan Verstappen, güçlü temposuyla diğer pilotlara da yakalanmadı ve ilk Formula 1 zaferini elde etti. Bu başarısını da yalnızca 18 yaş ve 228 günlükken tamamlayan Hollanda Aslanı, Formula 1 tarihinin GP kazanan en genç sürücüsü ünvanını Sebastian Vettel’in elinden aldı.
Verstappen, Brezilya GP‘de ıslak zeminde gerçekleşen yarıştaki harika üçüncülüğü de dahil olmak üzere, ikinci sezonunda altı kez daha podyuma çıkarak etkileyici performansına devam etti. Brezilya’da bitime 15 tur kala 16. sırada yer alırken yarışı üçüncü sırada tamamlaması, takım patronu Christian Horner’dan “Formula 1’de gördüğüm en iyi sürüşlerden biri” şeklinde iltifat almasını da sağlamış oldu.
İlk dört yarışı Toro Rosso ile geçirmesine rağmen Verstappen Red Bull ile sezonu, dört kez dünya şampiyonu Sebastian Vettel’in sadece sekiz puan gerisinde, dördüncü olarak tamamladı.
Red Bull’un laneti: İkinci sezon sendromu
Verstappen için 2017 sezonu, ilk 14 hafta sonunun yedisinde yarış dışı kaldığı için, hayli problemli ilerledi. Dördü mekanik arızalardan, üçü ilk tur çarpışmalarından kaynaklanan bu DNF’ler sonrasında Verstappen, kötü şöhretini Malezya GP’de aldığı ikinci kariyer zaferi ile iyileştirdi. Meksika GP’de yarışın henüz başlarında Vettel’i geçmesiyle rahat bir şekilde üçüncü galibiyetini aldı ve sezonu da sürücüler klasmanında altıncı olarak bitirdi.
Çok hızlı; ancak kaza yapmaya meyilli…
2018 sezonu Verstappen’in, Hamilton ve Vettel gibi pilotlar da dahil olmak üzere ilk altı yarışın her birinde olaylara karıştığı bir başlangıç oldu. Bunlar arasında belki de en dikkat çekici olay Azerbaycan’da takım arkadaşı Ricciardo ile yaptığı mücadelede yaşandı. Avustralyalı, agresif savunması ve yön değişimlerinden sonra frenleyemeyerek Verstappen’in aracının arkasına çarptı ve iki pilot da yarış dışı kaldı.
Devamında Verstappen İspanya’da, sanal güvenlik aracı arkasında Lance Stroll’ün arabasına temas etmesi ve ön kanadına hafif hasar almasına rağmen sezonun ilk podyumunu elde etti. Aynı yıl Monaco’da Verstappen 3. antrenman seansı sonunda iki yıl önce Monte Carlo’da yaşadığına benzer bir olayla kaza yaptı. Red Bull, sıralama turları için arabayı zamanında tamir edemedi ve Max gridin en arkasından başlamak zorunda kaldı. Her ne kadar yarışı dokuzuncu sırada bitirmesi etkileyici olsa da, takım arkadaşı Ricciardo pole pozisyonundan başlayarak yarışı kazandı. Atlatılan bu talihsiz kazanın ardından hem Horner hem de Helmut Marko, Hollandalıyı ağır bir şekilde eleştirdi.
Sezonun kalanında Kanada ve Fransa’da podyum gördükten sonra Verstappen, Avusturya’da Red Bull’un evindeki pistte damalı bayrağı ilk sırada geçti. İngiltere, Almanya ve Macaristan’da alınan hayal kırıklıklarıyla dolu sonuçların ardından sezonun ikinci yarısı çok daha iyi geçti ve son dokuz yarışta yedi kez podyuma çıktı. Meksika yarışında Ricciardo’ya 0.026 saniye farkla yenilerek ‘’Formula 1 tarihindeki en genç pole pozisyonu sahibi’’ ünvanını kaçırdı fakat yarışta yine de son gülen o oldu ve zafer kazandı. Kendisinden Brezilya’da art arda ikinci bir galibiyet bekleniyordu; yediği turdan kurtulmaya çalışan Esteban Ocon ile yaşadığı çarpışmayla bu hayalleri suya düştü. Verstappen damalı bayrağı Hamilton’ın arkasında ikinci sırada gördü ancak yarıştan sonra Fransız sürücü ile tartışarak onu itti ve FIA’dan iki günlük ceza aldı.
Kabaca ”olaylı” denebilecek sezonun sonunda Verstappen sürücüler klasmanını iki galibiyet, 11 podyum ve 249 puanla dördüncü sırada tamamladı.
Verstappen Honda’nın canlanmasına öncülük ediyor
2019 sezonu Verstappen için değişimler ile başladı. Yeni sezon itibariyle Red Bull’un ile yeni bir ortaklığa imza atmasıyla Honda motoru kullanmaya başlayan Hollandalı pilot ayrıca Ricciardo’nun gidişi sonrası Pierre Gasly ile takım arkadaşı oldu.
Sezon açılışı olan Avustralya GP’de alınan üçüncülük, 2008 Britanya GP’den bu yana Honda motorlu bir araç ve sürücü için ilk podyum finişi anlamına geliyordu. İspanya’da ikinci bir podyum daha geldi ve sezon doludizgin başlamış oldu ancak Verstappen Monako’da pistte ikinci olmasına rağmen, pitlerde Bottas’ın önüne güvensiz bir biçimde çıktığı için aldığı beş saniyelik ceza, onu dördüncü sıra ile podyum dışına itti ve seri sona ermiş oldu.
Devamında ilk zafer nihayet Avusturya’da sezonun dokuzuncu yarışında geldi. Verstappen yarış başında ikinci cepten çok kötü bir start aldı ve sekizinci sıraya kadar geriledi. Ancak devamında pist üstünde cesur geçişler yapan ve hasarı iyi azaltan Max, Honda için 2006 Macaristan GP’den bu yana ilk zaferini sağlamış oldu.
Verstappen, ıslak ve kaotik Almanya GP’de (ki bana göre Formula 1 tarihinin en iyi yarışlarından biridir) ikinci zaferini elde etti. Başka bir kötü starta rağmen Hamilton yarışın ortasında hata yaparak pist dışına çıktığında liderliği ele geçirdi ve devamında Vettel ve Kvyat’ın önünde damalı bayrağı ilk sırada gördü.
Sezon içerisinde Red Bull cephesinde sular durulmadı. Hafta sonlarındaki temposu, net bir şekilde Verstappen’e mağlup olması ve her yarış yaptığı sürüş hataları sonucu gelen yüksek faturalar ile takım, Belçika GP’den önce bir sürücü değişikliği yaptı ve Gasly’i Toro Rosso’ya düşürerek yerine Albon’u transfer etti. Sezonun geri kalanında Verstappen, kaotik bir Brezilya yarışını da zirvede tamamladı. Bu yarışta Hamilton’ı pist üzerinde iki kez geçerek liderliği alan Verstappen, bize ileride yaşanabileceklerin bir özetini de izletmiş oldu. Devamında son yarış olan Abu Dabi’yi de ikinci sırada tamamlayan Verstappen, sezonu şampiyonada topladığı en yüksek puan olan 278 ile üçüncü sırada bitirdi.
Red Bull ile uzun vadeli sözleşme
Verstappen, kendisini 2023’ün sonuna kadar Red Bull’da tutacak bir sözleşme imzaladıktan hemen sonra, Avusturya’da düzenlenen 2020 sezon açılış yarışını tamamlayamadı. Devamında ise iyi bir ivme yakalayarak arka arkaya üç podyum elde etti. Sezonun ilk galibiyetini Silverstone’daki 70. Yıl GP’de, dördüncü cepten start almasına rağmen aldı, ardından sırasıyla İspanya ve Belçika’da da ikinci ve üçüncü olarak podyum gördü. Devamında Monza ve Mugello’da yarışları tamamlayamadı ancak Verstappen sezon sonundaki Abu Dabi GP’deki zafer de dahil olmak üzere son dokuz yarışın beşini podyumda bitirmeyi başardı ve sezonu bu kez 214 puanla üçüncü sırada tamamladı.
Dramatik şekilde gelen şampiyonluk
Red Bull ve Verstappen, 2021 Formula 1 sezonunun açılış yarışlarında Mercedes’e kıyasla daha güçlü görünüyorlardı. Verstappen yılın ilk galibiyetini erken bir şekilde, takvimdeki ikinci etkinlik olan Emilia Romagna GP’de elde etti ve sonrasında, nihayet sokak pistlerindeki makus talihini ilk kez Monako’da kazanarak değiştirdi. Azerbaycan GP’de birinci iken lastik patlatmasıyla yarışı tamamlayamasa Hollanda Aslanı, Fransa ve Avusturya’da üç yarışlık bir galibiyet serisi yakalayarak sezonun çekişmeli ilerlemesini sağladı.
Şampiyonluk savaşı verdiği Hamilton ile iplerin ilk kez kopma noktasına geldiği olay Britanya GP’de yaşandı. İkili, yarışın henüz açılış turunda Copse virajında çarpıştı ve Verstappen yüksek hızla bariyerlere uçtu. Daha sonra kontroller için hastaneye götürülen Hollandalı pilotun sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı. Yarışta ise Hamilton 10 saniyelik bir zaman cezası aldı ancak aracının temposuna yetişen olamayınca, yarışı rahat bir şekilde kazandı. Verstappen daha sonra Hamilton’ın zaferinden sonraki kutlamalarının “sportmenliğe aykırı” olduğunu düşündüğünü belirtti.
Birkaç hafta sonra kendi evindeki yarış olan Hollanda GP’de, daha sonra üzerinde çok fazla baskı hissettiğini söylemesine rağmen, rahat bir pole pozisyonu ve galibiyet elde etti.
Bir hafta sonra Eylül ayında, İtalya GP’de Hamilton ile yaşanan ikinci bir çarpışma bu sefer ikisini de yarış dışı bıraktı ve Verstappen bu andan sonra, Ekim ayındaki ABD GP’sine kadar bir daha kazanamadı.
Devamında Meksika’da bir galibiyet daha geldi ancak Mercedes sezonun son haftalarında daha güçlü bir tempoya sahip görünüyordu ve Hamilton, Abu Dabi’deki sezon finalinden önce arka arkaya üç yarış kazanarak Verstappen’in şampiyona liderliğine ortak oldu.
Yaşananlar sonucu her iki sürücü de Yas Marina pistine eşit puanlarla ulaştı; bu da yarış gününde eldeki her kozun oynanması gerektiği anlamına geliyordu. Cumartesi günü yapılan sıralama turları sonrası Verstappen pole pozisyonundan başlarken, Hamilton harika startın ardından öne geçti ve yarışın ortasındaki Perez savunması haricinde son turlara kadar rahat bir şekilde önde geldi. Devamında Latifi’nin bitime 5 tur kala yaptığı kaza sonucu piste giren güvenlik aracı ile Verstappen, pite girerek yeni bir yumuşak set lastik taktı ve destansı son tur ile Hamilton’ı pist üzerinde geçti. Red Bull sürücüsü bu geçiş ile yarış galibiyetini ve daha da önemlisi ilk Dünya Şampiyonluğunu kazandı.
Sezonun kapanışı tartışmalı olabilir, ancak Verstappen bu spordaki ilk şampiyonluğunu tüm Formula 1 fanlarını heyecanlandırarak kazandırdı. Keşke her sezon 2021 gibi olsa…
Domine edilmiş bir sezonda enteresan şekilde gelen ikinci şampiyonluk
Max Verstappen, geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen Japonya GP’de belki de en sıra dışı koşullarda ve ilginç bir anlaşmazlıklar bütünü içinde 2022 Formula 1 Dünya Şampiyonası’nı kazandı. Yağmur nedeniyle iki saat ertelenen yarış, 45 dakikalık bir ‘’sprint yarışı’’ için yeniden başladı ve pilotlar sadece 28 tur pistte bulunabildi. Pole pozisyonundan başlayan ve yarışı büyük farkla kazanan Verstappen, başta Leclerc’in 2. olacak olması ve puan farkının yeterince kapanamayacak olması sebebiyle ”şampiyon değil” gibi görünüyordu. Son turda Leclerc ve Perez arasında kıyasıya bir ikincilik çekişmesi yaşandı. Son şikanda Leclerc, yaptığı hatayla yarış çizgisini kaçırdı ve devamında da Perez’e karşı sert savunma yaparak finiş çizgisini geçti ancak piste güvensiz bir şekilde geri döndüğü gerekçesiyle seremoni öncesi 5 saniyelik zaman cezası aldı. Bu sebeple sıralama değişti; Leclerc üçüncülüğe gerilerken Perez ikinciliği almış oldu.
Damalı bayrak sonrası yaşananlar ise tarihe geçti desek yeridir. Yarışın zaman sınırı ile bitmesi ve tur sayısının yarısından fazlasının geçilmiş olmasından ötürü puanların sırayla 19 – 14 – 12 olarak dağıtılması bekleniyordu. Eğer FIA kararı bu şekilde açıklasaydı Verstappen bitime dört yarış kala en yakın rakibiyle puan farkını yine artıracak; ancak şampiyonluğu yalnızca 1 puan ile Amerika’ya götürüyor olacaktı. Beklentilerin tersine açıklanan karar ile FIA yarışın normal şartlarda bittiğini, bundan dolayı pilotlara tam puan dağıtılacağını duyurdu. Açıklanan bu karar sonrası damalı bayrağı ilk sırada görerek 25 puan alan Max Verstappen, toplam puanını 366’ya çıkarttı ve resmi olarak 2022 sezonunu şampiyon şekilde noktaladı.
Yarış sonrası yaşanan karışıklık sırasında Perez, takım arkadaşı Verstappen’e “şampiyon musun?” sorusunu yöneltti. Verstappen ise “hayır, değilim” şeklinde cevap verdi ve akıllardaki soru işaretleri arttı. Bu diyaloğun ardından Jenson Button, podyuma çıkarak durumu Hollandalı pilota ve seyircilere duyurdu; sonrasında Formula 1 yönetiminden de Verstappen’in şampiyonluğu konusunda resmi açıklama yayınlandı.
”Formula 1 Sezon Arası Değerlendirmesi” yazımda Verstappen’in şampiyonluğunu erkenden tebrik etmiş ve ikincilik için çekişecek arkadaşlara başarılar dilemiştim. Red Bull’un ”takım-araç-sürücü üçlüsünün sonucu olarak ortaya çıkan en iyi birliktelik” olduğunu; Verstappen’in ”pist üstündeki en komple pilot” olduğunu düşünen biri olarak, elde edilmiş olan bu başarı beni hiç şaşırtmadı ve önümüzdeki senelerde de bu dominasyonun devam edeceğini düşünüyorum. Şampiyonluk için tebrikler Hollanda Aslanı ! (darısı Monako Prensinin başına…)