23 Temmuz’dan itibaren 19 gün boyunca Tokyo 2020, spor dünyasının merkezi olacak. 200’den fazla ülkeden binlerce sporcu, Tokyo’da sahne ışıklarının altında unutulmaz performanslar sunacaklar. Muhteşem zaferler, büyük hayal kırıklıkları bu dev sahnede bizi bekliyor. Birbirinden farklı yüzlerce hikayenin bizi karşılayacağı 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları, Covid-19 salgınının gölgesinde seyircisiz düzenlenecek. Sizin için olimpiyat ilerledikçe yakından takip edebileceğiniz ve oyunların yıldızları olabilecek sporcuları yazmaya çalıştım. Keyifli okumalar…
CAELEB DRESSEL (ABD)
Yıllarca ABD, olimpiyatlarda yüzme branşına damga vuran sporcular çıkardı. Birleşik Devletler’in yüzme dünyasına armağanı Caeleb Dressel, ertelenen Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nın yıldızları arasında.
Dressel, 2017 Budapeşte’deki Dünya Yüzme Şampiyonası’nda kazandığı yedi altın madalya ile tarihe geçti. Dünya Yüzme Şampiyonaları tarihinde, bir şampiyona boyunca yedi madalya kazanan Michael Phelps’ten sonra bunu yapan ilk yüzücü oldu. Ancak bu genç yüzücünün tarih kitaplarına geçtiği ilk an olmayacaktı. İki sene sonraki Gwangju’da düzenlenen Dünya Yüzme Şampiyonası’nda bu sefer altısı altın, iki tanesi gümüş olmak üzere toplam sekiz madalya kazandı ve bir kez daha tarihe geçti. Daha önce hiçbir yüzücü sekiz madalya ile bir şampiyonadan ayrılmamıştı.
Kısa kulvarda kelebek ve serbest stil dünya rekorlarına sahip olan Dressel, ikinci kez olimpiyatlarda boy gösterecek. 2016 Rio Olimpiyatları’nda 4×100 takım yarışlarında iki altın madalya kazanan genç isim, bireysel yarışlarda madalya kazanamamıştı. Tokyo’ya ABD yüzme takımının kaptanlarından biri olarak giden Dressel, ilk bireysel olimpiyat altınının peşinde. Zira otoritelere göre, toplam yedi yarışta yarışacak Dressel’ın yedi madalyayla eve dönmesi yüksek ihtimal. Hatta Spitz ve Phelps’in ardından tek bir olimpiyatta üç bireysel altın kazanan üçüncü sporcu olabilir. 24 yaşındaki yüzücü için Japonya bir peri masalına dönüşecek mi? İzleyip, görelim.
ARIARNE TITMUS (AVUSTRALYA)
ABD ve Avustralyalı yüzücülerin yıllarca havuzda harika mücadelelerine tanık olduk. Bunun en güzel ve en çekişmeli örneklerinden bir tanesi 2000 Sydney’de yaşanmıştı. 2000 Sydney Olimpiyat Oyunları’nın en epik zaferlerinden birini elde eden Avustralya 4×100 serbest stil yüzme takımı, ABD’nin bu dalda kurduğu 36 yıllık hakimiyetine de son vermişti.
Ian Thorpe ve Michael Phelps’in 2004 Atina’da girdikleri rekabet yine bize harika yarışlar sunmuştu. Yüzyılın yarışı olarak nitelendirilen 2004 Atina 200 metre serbest stil finalinde, Ian Thorpe olimpiyat rekoru kırarak altın madalyaya uzanırken Phelps yarışı üçüncü bitirmişti. 2020 Tokyo bize böyle epik bir mücadele verebilir. 20 yaşındaki Avusturyalı Ariarne Titmus, ilk olimpiyatında şimdiden adını olimpiyat tarihine yazdıran Katie Ledecky’e karşı mücadele edecek. Titmus, geçtiğimiz aylarda Avustralya’da yapılan deneme yarışlarında tarihin en hızlı ikinci 400 metre serbest stilini yüzdüğünde, rekorun sahibi Katie Ledecky’e işinin kolay olmayacağı mesajını vermişti.
Ariane Titmus, Katie Ledeceky’i daha önce yenebileceğini 2019 Dünya Yüzme Şampiyonası’nda göstermişti. 400 metre serbest stilde muhteşem bir zafer kazanan Titmus’un hedefi bunu olimpiyatta tekrarlamak. Avustralya ve ABD yüzme takımları arasındaki on yıllardır Yaz Olimpiyatları’nın en önemli olaylarından biri olan rekabet, Tokyo’da bir kez daha sergilenecek gibi gözüküyor.
KATIE LEDECKY (ABD)
Tokyo 2020’de spot ışıklarının üzerinde olacağı isimlerin başında gelen Katie Ledecky, 2016 Rio’nun şüphesiz en büyük yıldızlarından biri oldu. 2016’da dört olimpiyat altını kazanan Amerikalı yüzücü; biri 400 metre serbestte, diğeri 800 metre serbestte olmak üzere iki dünya rekoru kırdı. Aynı zamanda 1968’den beri aynı Olimpiyatlarda 200, 400 ve 800 metre serbest stillerini kazanan ilk yüzücü oldu. Ayrıca bu yıl kadınlarda ilk kez düzenlenecek olan 1.500 metre serbestte de favori olan 24 yaşındaki Ledecky, göz kamaştıran kariyeri boyunca 14 dünya rekoru kırdı. Yıldız atlet şimdi tüm bu unvanları Tokyo’da savunmaya çalışacak. Üçüncü olimpiyatına katılacak olan Ledecky, Ariarne Titmus ile 400 ve 800 metrede gireceği rekabet ile şimdiden bizi heyecanlandırıyor.
NOAH LYLES (ABD)
2016’dan beri 200 metrede en iyi dört dereceye sahip olan Noah Lyles, Amerika’nın en büyük madalya umutlarından birisi. Amerikalı 23 yaşındaki sprinter, olimpiyatlara 200 metre yarışının en büyük favorisi olarak geliyor. 2019’da 200 metre dünya şampiyonu olduğunda sadece 22 yaşında olan genç yetenek, yaşı ve 200 metrede kişisel en iyi derecesi olan 19,50 dikkate alındığında, Usain Bolt’un 19.19’luk dünya rekoruna çok yakın olabilir. 100 metre olimpiyat elemelerinde istediği sonucu alamayan genç sprinterin artık tek hedefi 200 metre yarışını kazanmak olacak. 2004 Atina’dan beri Amerikalı atletlerin 200 metre yarışında altın madalya alamadığını düşünürsek, Lyles bu seriyi bitirmek için Tokyo 2020’de mücadele edecek.
SHELLY-ANN FRASER-PRYCE (JAMAİKA)
Birçok otoriteye göre tarihin en iyi kadın sprinteri olan Fraser-Pryce, bunu bir kez daha kanıtlamak için Tokyo’da yarışacak. Geçtiğimiz aylarda ABD’li sprinter Sha’Carri Richardson 100 metrede 10.72 koşarak Fraser-Pryce’a adeta göz dağı vermişti. Ancak bir ay sonra, Fraser-Pryce 10.63 saniye ile kadınlarda 1988’de Florence Griffith Joyner’dan bu yana en hızlı 100 metreyi koştu (aynı zamanda tarihin en iyi ikinci derecesi) ve 34 yaşında hala ne kadar iddialı olduğunu gösterdi. 2008 ve 2012’de altın madalya kazandıktan sonra 2016’da üçüncü olan Jamaikalı atlet, çeyrek asırdır hiçbir Amerikalının altın madalya kazanamamasının en büyük nedenlerinden biri. Eğer Tokyo’da da altın madalya kazanırsa, bireysel sprint yarışlarında olimpiyat altını alan en yaşlı kişi olacak. Shelly-Ann Fraser-Pryce’ın gözünü diktiği en önemli unvan bu değil tabii ki. Bolt’un üç 100 metre olimpiyat altını kazanan ilk erkek olmasından beş yıl sonra, Fraser-Pryce ilk kadın olmak için mücadele verecek. Yazının başında ismini andığımız Sha’Carri Richardson, marihuana testi pozitif çıktığı için Tokyo 2020’de yer alamayacak. Yani Fraser-Pryce’ın rekabete gireceği genç bir yıldız adayı olmayacak; onun rekabeti kendisiyle olacak.
STEPHANIE GILMORE (AVUSTRALYA) VE CARISSA MOORE (ABD)
IOC’nin Olimpiyat Oyunları’na yeni eklediği dört branştan biri olan sörf, bize büyük bir rekabet sunacak. 33 yaşındaki Avustralyalı Stephanie Gilmore ve 28 yaşındaki Amerikalı Carrissa Moore, on yıldır devam eden rekabetlerini olimpiyata taşıyacaklar.
Stephanie Gilmore, 2007-2010 arası üst üste dört defa dünya şampiyonu olurken 2011’de bu seriyi Carissa Moore bitirdi. 19 yaşında dünya şampiyonu olan Moore, sporun geleceği olarak görülüyor. İkili, o zamandan beri sporun zirvesinde yer almaya devam etti: Gilmore 2012, 2014 ve 2018’de ve Moore 2013, 2015 ve 2019’da mutlu sona ulaştı. Moore 2019’da dördüncü dünya şampiyonluğunu elde etti. Gilmore’un ise şu anda yedi dünya şampiyonluğu bulunuyor. İkilinin mücadele ettiği 13 yılda sadece bir kadın –Tyler Wright– dünya şampiyonu oldu (2016, 2017). Ne Gilmore ne de Moore henüz duracak gibi görünmüyor. Titanların savaşı bu sefer Japonya’nın Chiba kentindeki dalgalara taşınıyor ve bakalım kazanan kim olacak?
SIMONE BILES (ABD)
Simone Biles için Tokyo 2020’nin yüzü desek yanlış olmaz. 24 yaşındaki Biles tarihin en çok madalya kazanan jimnastikçisi ve yenileri kazanmak için Tokyo’da. 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda dördü altın olmak üzere toplam beş madalya kazanan yaşayan efsane, bu sefer tüm altınları hedefliyor. Biles’ın Tokyo’da, 1968’deki Vera Caslavska’dan sonra genel tasnifte üst üste ikinci altınını alan ilk kadın jimnastikçi olması bekleniyor. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, daha önce hiç görülmemiş hareketleriyle bizi şaşırtan yıldız atlet, kendi adını taşıyan dört orijinal harekete sahip. Onu herkesten farklılaştıran ve kimsenin denemeye bile cesaret edemediği hareketleriyle Biles yine rakipsiz gözüküyor. Şüphesiz jimnastiğin en büyük yıldızı olan Simone Biles, 2024 Paris için henüz karar vermiş değil. Onun eşsiz yeteneğini izlemek için Tokyo belki de son durak.
ARMAND “MONDO” DUPLANTIS (İSVEÇ)
İlk kez olimpiyat sahnesine çıkacak olan Amerika asıllı İsveçli sporcu, branşının en büyük favorisi konumunda. Kazanırsa, İsveç’in 2004’teki üç zaferinden sonra ilk atletizm altınına sahip olacak. Sırıkla yüksek atlamanın 20 yaşındaki yıldızı Armand Duplantis’i üst üste kırdığı dünya rekorlarıyla tanıdık. Babası ABD’li, annesi İsveçli olan Armand Duplantis’in antrenörlüğünü yine eski bir sırıkla atlama sporcusu olan babası Greg Duplantis yapıyor.
Birçok yaş grubunda dünya rekorunu elinde bulunduran yıldız isim, 2020 yılında salonda iki; açık havada bir olmak üzere üç dünya rekoru kırdı. 20 yaşındaki sporcu 2020 Şubat ayında Renaud Lavillenie’nin 2014 yılından beri kırılamamış olan salon sırıkla atlama dünya rekorunu önce Polonya’nın Torun kentinde 6.17m’lik derecesiyle kırmış sonra da takip eden haftada bu kez Glasgow’da rekorunu 6.18m olarak geliştirmişti. Ancak genç atlet için en özeli hiç şüphesiz Diamond League’in Roma ayağında 6 metre 15 santimi geçerek Sergey Bubka’nın 1994’ten beri kırılamayan rekorunu kırmak oldu.
Yıllarca kırılamaz denilen efsanevi Sergey Bubka’nın 26 yıllık açık hava dünya rekorunu henüz 20 yaşında tarihin tozlu sayfalarına gömen “Mondo”, Tokyo’nun en büyük yıldızlarından biri olmaya aday.
TEDDY RINER (FRANSA)
Japonya’nın spor dünyasına armağan ettiği Judo, doğduğu topraklara geri dönüyor. Ada ülkesinin çıkardığı en önemli judoculardan olan Tadahiro Nomura, üst üste üç olimpiyatta altın alan tek judocu. Ancak bu rekor tehlike altında. Tehdit eden kişi ise Teddy Riner!
Judo tarihinin en büyük isimlerinden olan 10 kez dünya şampiyonu ve iki defa olimpiyat altın madalyalı Teddy Riner, hiç şüphesiz sporunu en çok domine eden isimlerden biri. Bu dominasyonu bir başka istatistikle ifade etmem gerekirse; Şubat 2020’de 154 maçlık galibiyet serisi sona ermeden önce yaklaşık 10 yıl boyunca yenilmedi. 32 yaşındaki Fransız sporcu, katıldığı ilk olimpiyat olan Pekin 2008’den bronz madalya; Londra 2012 ve Rio 2016’dan ise altın madalyayla ülkesine döndü.
Efsane judocunun bu yaz hedefi üçüncü altın madalyasını kazanıp, bir başka efsaneyi yakalamak olacak. Riner’ın bir sonraki motivasyonu ise şimdiden hazır. 2024 yılında kendi ülkesinde düzenlenecek olimpiyatlarda dördüncü altın madalyayı kazanmak. Ama bunun için önce Tokyo 2020’den zaferle ayrılmalı. En büyük rakibi ise 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda finalde mağlup ettiği Japon judocu Harasawa Hisayoshi olacak. Bakalım Teddy Riner olimpiyat oyunları tarihine adını yazdırabilecek mi? Yukarıda bahsettiğim atletlerin, bazıları ilk kez olimpiyat sahnesine çıkarken; Tokyo 2020 bazıları için son performans sergileyecekleri olimpiyat olacak. Ama hepsinin bir ortak noktası var: Hayalleri! Bütün atletler buraya hayallerini süsleyen olimpiyat altınını almak için geldi. Led Zeppelin’in efsane şarkısı Kashmir‘in giriş dizeleri ile yazıyı bitirmek istiyorum:
“Oh, let the sun beat down upon my face
And stars fill my dream…”*
*”Ah, bırak güneş vursun yüzüme
Ve yıldızlar süslesin düşlerimi…”