Antonin Panenka, 1948 Prag doğumlu Çek futbolcu. Mütevazı bir orta saha oyuncusu olan Antonin; kariyeri boyunca sadece Çekoslovakya ve Avusturya Liglerinde forma giydi. Kulüp kariyerinin aksine, başarılı bir milli takım kariyeri olan Panenka, 1973-1982 yılları arasında 59 kez Çekoslovakya Milli Takımının formasını terletti. İsmini tüm dünyaya duyurmasını sağlayan olay ise milli takım formasıyla çıktığı en önemli maçta yaşandı.
BATI ALMANYA – ÇEKOSLOVAKYA (1976 AVRUPA ŞAMPİYONASI FİNALİ)
Sürpriz finalist Çekoslovakya, yıldızlar topluluğu Batı Almanya karşısında beklenilenin aksine maça müthiş başlayarak, dakikalar 25′i gösterirken 2-0′lık üstünlüğü sağlamıştı. Başta kaptan Franz Beckenbauer, Berti Vogts, Uli Hoeness ve kalede Sepp Maier gibi yıldızlara sahip Batı Almanya ikinci golü yedikten hemen dört dakika sonra, bir başka yıldızı Gerd Müller’in golüyle durumu 2-1′e getirerek, üzerindeki şoku az da olsa atlatıyordu. O dakikadan itibaren tamamen defansa çekilen Çekoslovakya, ardı sıra gelen Batı Almanya ataklarını güçlükle de olsa savuşturmayı başarmıştı. Dakikalar artık 90′ı gösterirken, maç boyunca büyük efor sarf eden Çek defansı, Bernd Hölzenbein’in golüne engel olamamış, Batı Almanya zor da olsa kupaya tekrar tutunmuştu.
Uzatmalarda Batı Almanya’nın artık kalitesiyle Çekleri saf dışı bırakacağı düşünülürken, beklentilerin aksine 120 dakikanın sonunda 2-2′lik skor bozulmamış, kupa için penaltılara geçilmişti. Seri penaltılarda her iki takım da ilk üçer penaltısında hata yapmıyor, ardından Çekler dördüncü penaltıda Ladislav Jurkemik’in golüyle durumu 4-3’e getiriyordu. Batı Almanya’nın dördüncü penaltısı için topun başına geçen Uli Hoeness ise topu kalenin epey üzerinden dışarı gönderdiğinde, artık Çekler için tarih yazma fırsatı, sadece gole çevrilecek tek bir penaltı vuruşundan ibaretti. Çekoslovakya’nın kaderi, o son penaltıda topun başına geçen Antonin Panenka’nın ellerindeydi.
Antonin, futbol yaşantısının belki de en önemli vuruşunu yapmak için topun başına geçiyordu. Böylesine adrenalin yüklü bir anda ondan beklenen tek şey; Almanların efsane kalecisi Sepp Maier’i bir şekilde geçerek topu ağlarla buluşturmasıydı. Antonin topa doğru hızlı bir şekilde ilerleyeyip, oldukça soğukkanlı bir vuruşla topu sol tarafa yatan Maier’in ulaşamayacağı şekilde kalenin ortasına doğru hafifçe havalandırarak ağlarla buluşturuyor ve o maçtan sonra futbol literatürüne kendi ismiyle geçecek olan bu vuruş stiliyle ülkesi Çekoslovakya’yı tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonu yapıyordu.
Aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ tartışılıyor; bu denli kritik bir penaltıda kaleci Sepp Maier bir köşeye atlamadan kalenin ortasında bekleseydi, bugün belki de ‘Panenka Penaltısı’ diye bir vuruş olmayacaktı. Antonin ülkesini şampiyonluktan edecek, hatta böylesine önemli bir anda, bu tür bir vuruş stili denediği için belki de hain ilan edilecekti.
Panenka’nın ise kendine göre çok haklı bir sebebi vardı; “Kalecinin her zaman bir tarafa sıçradığını, bu yüzden topu ortadan aşağıya atmanın iyi olacağını düşündüm.”
Üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine rağmen hâlâ en üst seviye oyuncular, en önemli maçlarda bile bu stili kullanıyorlar. Zinedine Zidane, 2006 Dünya Kupası finalinde Fransa’nın kazandığı penaltıda kusursuz bir ‘panenka’ yapamamış olsa da üst direğin ve şansının yardımıyla Fransa’yı 1-0 öne geçirmişti. 2012 Avrupa Şampiyonası Çeyrek Finali’nde ise İtalya’nın seri penaltılar sonunda İngiltere’yi geçip yarı finale çıktığı maçta Andrea Pirlo, Zidane’a nazaran daha başarılı bir vuruş yapmayı başarmıştı. Farklı olmasının yanı sıra, oldukça zor bir vuruş olan panenkayı deneyen her futbolcu, elbette Antonin kadar başarılı olamıyor. Kimi ortada bekleyen kalecinin kucağına bırakıyor topu, kimi ise vuruş şiddetini ayarlayamayıp kalenin epey üstünden dışarı gönderiyor.
Tarihin en büyük isimlerinden Pelé, Antonin’in 45 yıl önce kullandığı ‘ilk panenka’ için “Böyle bir penaltı kullanmak için birinin ya bir çılgın ya da dâhi olması gerekir.” yorumunu yapmıştı.
Çılgın ya da dâhi olmak bir yana, Panenka o penaltıda belki de hayatının en büyük risklerinden birini aldı ve tarihe geçti. Belki futbolculuğuyla, kariyeriyle efsaneler arasında yerini alamamış olsa da Antonin Panenka’nın; futbola -herkesin kolay kolay bırakamayacağı- farklı bir etki bıraktığı aşikâr…
Kaynak: 1