Turnuvanın üç favorisini aynı grupta eriten Phillip Lahm’ın ellerinden öpen takımların oluşturduğu diğer gruplar arasında E Grubu, nasıl sonuçlanacağı kestirmenin en zor olacağı gruplardan biri. Luis Enrique’nin açıkladığı kadronun üst perdeden tartışıldığı ve katıldığı son üç büyük turnuvada son 16’dan yukarıya çıkamayan eski şampiyon İspanya, emeklilikten dönen Zlatan Ibrahimovic’ten sakatlık sebebiyle mahrum kalan İsveç, son Avrupa Şampiyonası çeyrek finalisti Polonya ve turnuva biletini Uluslar Ligi’nden alan Slovakya bir üst tur için mücadele edecekler.
İspanya
Polonya ve Ukrayna ev sahipliğinde düzenlenen 2012 Avrupa Şampiyonası’nı kazanarak üst üste üçüncü büyük turnuva zaferine ulaşan İspanya, akıllarda tek bir soru bırakıyordu: Daha ne kadar devam edebilirler? Cevabı almak beklenenden kısa sürdü ve “Boğalar” o tarihten beri düzenlenen büyük turnuvaların hiçbirinde çeyrek finali dahi göremedi. Bu süreçte kadrosunda önemli değişiklikler yaşayan İspanya’nın 2020 Avrupa Şampiyonası için açıklanan 24 kişilik kadrosunda; 2018 Dünya Kupası kadrosundan altı oyuncu bulunurken, 2012’deki son zaferi yaşayan yalnızca iki kişi kaldı: Sergio Busquets ve Jordi Alba.
Şampiyona arifesinde ülke kulüplerinin, özellikle Barcelona ve Real Madrid’in kadro ve oyun kalitesi olarak yaşadığı serbest düşüşün milli takıma nasıl etki edeceği merakla beklenirken, Luis Enrique’nin belirlediği kadro, gündemin bir numaralı maddesi haline geldi. Başta Sergio Ramos olmak üzere, Real Madrid’den hiçbir oyuncuyu turnuva kadrosunda dahil etmeyen Enrique, 2008 yılında Raul Gonzalez’i çağırmayan Luis Aragones’ten bu yana kadro tercihi sebebiyle en çok eleştirilen İspanya hocası oldu.
Basın toplantısında kendisine bu konu hakkında sorulan soruya “Ramos bizim kaptanımız ama ocak ayından beri doğru düzgün oynayamadığı hatta takımıyla antrenmana dahi çıkamadığı için kadroda yok. Ona kararımı dün gece telefonda söyledim, son derece zor olduğu kadar doğru ve saygılı bir konuşmaydı.” şeklinde cevap veren Enrique’ye en sert eleştirilerden biri (doğal olarak) AS gazetesi yazarı Tomas Roncero’dan geldi. Roncero, Twitter’dan yaptığı paylaşımda “Luis Enrique rengini belli etti. Şampiyonada bir tane bile Real Madrid oyuncusu yok. Sergio Ramos ve Nacho Fernandez dışarıda bırakıldı. Bu sapkınlık. Kendi beğenilerin üzerinden kadro kuramazsın. İspanya bütün bunların üzerinde tutulmalı.” diyerek tepkisini gösterdi.
Milli takım formasını 180 kez terleten ve bu alanda Ahmed Hassan’a ait 184 maçlık rekoru bu turnuvada kırma ihtimalinden bahsedilirken kendisini kadronun dışında bulan Sergio Ramos, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama ile her ne kadar duruma sükûnet ile yaklaşmış olsa da, turnuva başlayana kadar İspanyol basınının konu üzerine söylenmeyen söz bırakmayacak olması muhtemel. Eğer Aragones’in yaptığını yapamazsa, Luis Enrique’nin turnuva sonrasında bir milli takım geleceği olup olmadığını zaman gösterecek.
Açıklanan kadroda, Ramos’un yerini dolduracak bir numaralı aday olarak gözüken Aymeric Laporte’nin İspanya Milli Takımı’na katılma hikayesi ise ilginç. Fransa’nın Agen şehrinde dünyaya gelen ve futbola da Agen kulübünde başlayan Bask kökenli oyuncu, bütün alt yaş kategorilerinde Fransa Milli Takımı’nın formasını giydi ancak A Milli seviyede beklediği fırsat bir türlü kendisine verilmedi. Özellikle 2018 Dünya Kupası kadrosuna Deschamps’ın kendisini “kişisel sebepler” yüzünden almadığını belirten Laporte, son olarak Ağustos 2019’da Fransa’nın Arnavutluk ve Andora’ya karşı oynayacağı 2020 Avrupa Şampiyonası eleme grubu maçları kadrosuna çağırılmıştı. Kadro açıklandıktan iki gün sonra sakatlık geçiren oyuncu kadrodan çıkarıldı ve yine Fransa formasını giyemedi. Daha önce İspanya forması giymesinin söz konusu olmadığını ve çifte vatandaşlık başvurusu yapmayacağını açıklayan Laporte, 2021’in mayıs ayı içerisinde önce çifte vatandaşlığını, ardından da Luis Enrique’nin Euro 2020 kadrosundaki yerini aldı.
Şampiyona kadrosuna çağrılan; Barcelona’nın yükselen değeri Pedri, bu sezon Pep Guardiola’nın 33 maçta şans verdiği Ferran Torres, Manchester City’nin yeni “Fernandinho”su Rodri Hernandez, Leipzig’de büyük bir çıkış yakalayan Dani Olmo ve Real Sociedad’ın golcüsü Mikel Oyarzabal gibi genç yıldızların ilk büyük turnuva tecrübelerinde nasıl performanslar sergileyecekleri de merak konusu. Çünkü takımın turnuvada elde edeceği başarı çıtasının yüksekliğini belli oranda bu oyuncuların katkısına bağlı. Hem son yıllarda beklentinin çok altında kalınması hem de yaşanan jenerasyon geçişi İspanya’da “başarı”nın karşılığını değiştirmiş olsa da, Luis Enrique yine de bir açık kapı bırakmayı ihmal etmedi: “Altı ya da sekiz favoriden biri olduğumuzu düşünüyorum. Neler yapabileceğimizi sahada göstermek zorundayız. Neden kazanamayalım ki?”
Polonya
Avrupa Şampiyonası finallerine tarihinde ilk defa 2008’de katılan Polonya, o tarihten bugüne kadar düzenlenen Euroların hepsinde yer almayı başardı. 2020 Avrupa Şampiyonası ile birlikte dördüncü kez turnuvada boy gösterecek olan Polonya, en iyi derecesini 2016 Fransa’da elde etti. Almanya, Ukrayna ve Kuzey İrlanda ile mücadele ettiği grubu namağlup olarak tamamlayan ve averajla Almanya’nın arkasından ikinci olan “kartallar”, son 16 turunda eşleştiği İsviçre’yi penaltılarla mağlup etti. Turnuvayı şampiyon tamamlayan Portekiz’e penaltı atışlarının ardından mağlup olsa da, bu çeyrek final kırmızı beyazlıların şampiyona tarihindeki en büyük başarısı oldu.
Polonya 2020 Avrupa Şampiyonası elemeleri G Grubunda Avusturya, Kuzey Makedonya, Slovenya, İsrail ve Letonya ile eşleşti. Grupta oynadığı 10 maçın sekizini kazanan ve tek mağlubiyetini Slovenya’dan alan Polonya, lider olarak Avrupa Şampiyonası Finalleri’ne katılmaya hak kazandı.
Teknik direktör Paulo Sousa’nın açıkladığı 26 kişilik şampiyona kadrosunda en çok öne çıkan isim şüphesiz Robert Lewandowski. Halihazırda milli formayı en çok giyen ve milli maçlarda en çok gol atan oyuncu olan Lewa, hem bu alanlardaki rekorlarını geliştirmeye hem de takımını bir önceki turnuvada gelinen noktanın ötesine götürmeye çalışacak.
Sezonun sonlarına doğru geçirdiği sakatlık sebebiyle birkaç maç kaçırmış olmasına rağmen, Gerd Muller’e ait 49 yıllık gol rekorunu kırmayı başararak turnuvaya oldukça formda bir şekilde gelen yıldız oyuncu, Polonya’ya turnuvadaki diğer takımların çok azının sahip olduğu bir hücum gücü kazandırıyor. Arkasındaki oyuncuların kalitesi Bayern Münih oyuncuları ile kıyaslanamaz seviyede olmasına ve rakipler tarafından bir numaralı, hatta tek tehdit olarak görülmesine rağmen Lewan”gol”ski tecrübesi, yeteneği ve daha önemlisi adaptasyon becerisi sayesinde milli forma ile oynarken de etkinliğinden bir şey kaybetmemeyi başarıyor.
Kaleci rotasyonunda Szczesny, Fabianski, ve Skorupski gibi hem kaliteli hem de tecrübeli isimler barındıran Polonya’da fark yaratması muhtemel diğer isimler arasında Kamil Glik, Jan Bednarek, Grzegorz Krychowiak, Piotr Zielinski ve Arkadiusz Milik gibi Avrupa’nın önemli lig ve takımlarında top koşturmuş ya da koşturan oyuncular bulunuyor.
Diğer yandan Sousa’nın kadrosunda şampiyonada süre bulmaları halinde dikkatleri üzerine çekme ihtimali bulunan pek çok oyuncu yer alıyor. Bonservisi Brighton’da bulunan Jakub Moder (22), geçtiğimi sezon Derby County formasıyla 41 maça çıkan Kamil Jozwiak (23), yakın zamanda Polonya liginden Salzburg’a transfer olan Kamil Piatkowski (20) ve henüz 17 yaşında büyük turnuva tecrübesi edinmek üzere olan Kacper Kozlowski, şampiyona süresince gözlemcilerin ilgisini cezbedecek isimlerden bazıları olabilir.
İsveç
Avrupa Şampiyonası Elemeleri F Grubu’nu, tek mağlubiyetini aldığı ve finallerde de aynı gruba düştüğü İspanya’nın ardında ikinci tamamlayan İsveç; Romanya, Norveç, Malta ve Faroe Adaları’nı geride bırakarak şampiyonadaki yerini aldı.
Turnuvanın son dönemlerdeki görece istikrarlı takımlarından biri olan ülke, ilk olarak 1992 yılında ev sahibi kontenjanı ile turnuvada yer aldı ve yarı finali görmeyi başardı. Euro 96 İngiltere’ye katılamayan İsveç, 2000 yılından bu yana bütün finallere katılmayı başardı ancak 2004’teki çeyrek finali dışında grup aşamasından daha ileri gidemedi.
Euro 2016’nın ardından milli takımı bıraktığını açıklayan İsveç’in yaşayan efsanesi Zlatan Ibrahimovic’in, teknik direktör Janne Andersson tarafından Kosova ve Gürcistan ile oynanacak eleme grubu maçları için 15 Mart 2021’de açılanan kadroda olması, ülkenin ve hatta kıtanın Avrupa Şampiyonası adına beklentilerini başka bir noktaya çekmişti. Milan ile geçirdiği başarılı sezonun üzerine bu maçlarda da birer asist yapan Ibra, Euro 2020 kadrosu açıklanmadan günler öncesinde sakatlandı ve belki de kariyerinin son büyük turnuvasına çıkma fırsatını kaçırmış oldu.
Zlatan’ın yokluğunda kadronun öne çıkan isimleri arasında Manchester United stoperi Victor Lindelöf ve Leipzig formasıyla çok başarılı sezonlar geçiren Emil Forsberg, Werder Bremen’in sol beki Ludwig Augustinsson, Juventus’un 21 yaşındaki genç yeteneği Dejan Kulusevski ve oldukça formda bir eleme aşaması geçiren Sebastian Larsson, Marcus Berg ve Robin Quaison var. Kaleci rotasyonunda Gençlerbirliği’nin kalesini koruyan Kristoffer Nordfeldt’i de barındıran İsveç’te büyük bir potansiyel olan Real Sociedad’lı forvet Alexander Isak’in, bu potansiyelini ne kadar göstereceği veya bu fırsatı bulup bulamayacağı ise merak konusu.
Slovakya
Bağımsızlığını ilan ettiği 1993 yılına kadar Çekoslovakya olarak turnuvalara katılan ülke, Slovakya ismiyle ilk olarak 2016 Avrupa Şampiyonası’na katılabildi. Fransa’da Galler ve İngiltere’nin ardında kalmasına rağmen, en iyi üçüncüler arasına girerek gruptan çıkmayı başaran Slovakya, son 16’da eşleştiği Almanya’ya 3-0 kaybederek turnuvaya veda etti.
2020 elemelerinde ise Hırvatistan, Galler, Macaristan ve Azerbaycan’ın olduğu ve son derece yakın bir sıralamayla biten E Grubu’nda mücadele veren Slovakya, grubu 13 puanla üçüncü tamamlasa da, Uluslar Ligi üzerinden Play-off oynama hakkı kazandı. Play-off yarı finalinde İrlanda Cumhuriyeti’ni penaltılarla mağlup eden Slovaklar, finalde de Kuzey İrlanda’yı uzatmalar sonunda 2-1 mağlup ederek Avrupa Şampiyonası’nda mücadele etmeye hak kazandı.
Kağıt üzerinde grubun en zayıf takımı olarak gözüken Slovakya’da teknik direktör Stefan Tarkovic, yerel ligin 28 Mayıs’ta bitmesi sebebiyle şampiyona kadrosunu son güne yakın bir tarihte netleştirdi. Tecrübeli kaptan Marek Hamsik liderliğinde turnuvanın sürpriz takımlarından biri olmayı amaçlayan Slovakya’nın diğer önemli oyuncuları arasında Newcastle United kalecisi Martin Dubravka, Inter’in başarılı stoperi Milan Skriniar, Napoli’nin istikrarlı orta saha oyuncusu Stanislav Lobotka, ligimizde de forma giymiş olan Juraj Kucka, Robert Mak, Peter Pekarik ve Tomas Hubocan bulunuyor.
27,7 ile turnuvanın diğer takımlarına kıyasla yüksek bir yaş ortalamasına sahip olan Slovakya’nın gelecek vadeden en önemli genç yeteneği ise 21 yaşındaki Feyenoord forveti Robert Bozenik.
Ne Olur?
E Grubu’nun mutlak favorisinin İspanya olduğunu söylemek için çok detaylı bir futbol bilgisine ihtiyaç yok. Keza Slovakya’nın gruptaki en zayıf halka olduğu da aşikar. Tabi bunlar kağıt üzerindekiler. Sahada neler olacağı ise bambaşka bir konu.
Tıpkı E Grubu’nda olduğu gibi, bir tane “ağır favori” içeren gruplarda beklenen, bu takımın grubu süpürmesi ve geriye ikincilik mücadelesi bırakmasıdır. Ancak bu beklenti karşılanamadığında favorinin ardında bıraktığı “ağırlığınca” boşluğun nasıl dolacağını kestirmek epey güç olur. Bu durumun en aklıda kalıcı ve en güzel örneklerinden biri 2002 Dünya Kupası A Grubu’nda yaşanmıştı. Turnuvaya son şampiyon olarak gelen Fransa bir, dünya kupalarının gediklisi Uruguay iki beraberlik alabilmiş ve bu gruptan Danimarka ve Senegal son 16’ya çıkmıştı. Bir geçiş dönemi içerisinde bulunan, “sıfır Real Madridli” kadrosuyla çok tartışılan ve son turnuvalarda herhangi bir varlık gösteremeyen İspanya, bu tehlike ile karşı karşıya kalabilir.
Tabi ki bu tehlikeyi yalnızca İspanya’nın eksileri üzerinden okumak son derece yanlış olur. Başarı geleneği ve futbolcu kalitesi olarak İspanya’nın gerisinde takımlar olsalar da Polonya, İsveç ve Slovakya’nın fiziksel gücü ve üst düzeyde kendini kanıtlamış oyuncuları, boğaların işini oldukça zorlaştıracaktır. Hatta İsveç, bunu eleme grubundaki maçlarda göstermiş bir takım olarak daha ilk maçta İspanyolları afallatabilir.
Bu ihtimali özellikle vurgulamak istememin sebebi, bu grubu lider bitirecek olan takımın son 16 turunda “Bizim Çocuklar”la eşleşme ihtimali bulunması. Aslında Türkiye’nin grubunu ilk ikide bitirememesi için bir sebep yok. Yine de bu turnuvalarda beklentilerin dışında gelişen çok fazla duruma şahit olduğumuz düşünülürse, bu olasılığı da göz önünde bulundurmakta fayda var.
Özetle her sonuca açık gözüken E Grubu, turnuvanın en renkli gruplarının başında gelecek gibi. 2016 Avrupa Şampiyonası’nda uygulanmaya başlanan yeni format gereği gruptan çıkma hakkı kazanacak olan en iyi üçüncülerden birinin bu gruptan çıktığını görmek sürpriz olmaz.